İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

31 Aralık 2012 Pazartesi

projeyi tiyatrocu selamı vererek bitirme

madem blog sayfası açtım neden hüzünlü şeyler yazmıyorum, mesaj kaygısı ile birlikte...yooo hayır yooo dostum olmayacak ben hüzünlü şeyler yazamıyorum.


31 aralık 2012,
yıl bitiyor,

çok güzel oldu süper de bir yıl oldu, kaybettiklerimiz, ışığa yürüyenler, aramızdan ayrılanlar, veda edenler, veda etmeyenler..

13 rakamına bayılan ben için 2013 sabırsızlıkla beklenmekte.

en güzeli bir projeyi bitirmem yeni birine başlıyor olmam, katkı sağlamak, değer sağlamak, verimlilik, abidiklik gubidiklik ile sözlerime son verirken,

tiyatrocu selamı ile bitiriyorum bugünü.

hepinize mutlu yıllar kişisel gelişim adına varolacak potansiyeller ve şarj yerine şarz demeyen, herkes yerine herkez yazmayan bir sosyal çevre, çikolatalar ve pastalar bir de yöneticimin bana hediye ettiği gibi şahane bir ajanda:)

hadi dreams come true, derken alakasız şekilde depeche mode'dan sizler için geliyor, dream on.








28 Aralık 2012 Cuma

istifa şarkıları

ik burada katkılarıyla, yazar burada emeklilik hayatına vurgu yaparak alt metinde biraz da bayrağa sesleniyor, kırsal yaşama dönerek köy hayatının sessizliği içerisinde huzur bulacağını sabahları caramel hot chocolate'ını yudumlayacağının sinyalini veriyor, spock kadar uygusuz değil mimikleri rahat okunur bir insan, evet.

ayrıca düğünde misket oynayacak bir yapısı var gibi ya da teke zortlatması:


 hadi gel köyümze geri dönelim fadimenin düğününde halay çekelim, buralarda ağaçları kesmişler yerlerine taş duvarlar dikmişler

27 Aralık 2012 Perşembe

plaza dili ve edebiyatı

outsource: göçebe yaşayan bir ibiş türü.

inhouse çalışan: zengin evinin şımarık piçi, it(owww bu sert geldi bak).


highlight etmek: fosforlu kalemle altını çizerim ki, sana yemin içerim ki demek.

check list: burada yapacağın işte kontrol noktalarının olması elzem, checkındırılistin olmalı, toplam kalite vb.yide dahil etmek mümkün.

embed etmek: gömmek

tailor made: yani exculisive yani para verip aldım bu çözümü alo!
çözüm ortağı: hiç birşey yapmayacaklar ama çok para alacaklar.

kaç kişiye dokunmak/dokunduğumuz aday sayısı: can touch this mc hammer'a bağlayıp pırıltılı şalvarlar giyiyoruz bu noktada
event: okazyon



26 Aralık 2012 Çarşamba

kendime notlar


yarın Ankara'ya gidiyorum, kahvaltıyı üniversiteden bir arkadaşımla yapıp mühendislerle tanışacağım,
sonra öğle yemeğinde kuzenlerimle buluşacağım, namnamnam,
sonra yine mühendisler, kapanış.
makam aracıma binip(taksi) sağa sola bakmadan dooğru Esenboğa ve klasik müzik dinletisi.

en son ne zaman değişik bir şey yaptın?

turandot dinlerken izmir körfezin üzerinden alçalıyorduk dün sabah, dolayısıyla fotoğrafı alçalmaya başlamadan çektim(bilinçli tüketici)



boyoz denen şeyi anlamıyorum, yani bu kadar abartılmasını, sevgili izmirlilerin duygusallığı sanırım ama zeytinyağlıları karşısında eğilirim, @ your service
bu sefer organizasyonu otelde yaptık,
denize karşı çok hoştu,
işini sevmek çok önemli azizim,
dönüş uçağına zaman var daha deyip şu yeni açılan alışveriş merkezine gittim havaaalanı yolu üzerindeki,
ve çok renkli bir eldiven aldım, evet,
sen en son ne zaman daha önce deneyimlemediğin aksiyonlarda bulundun, hı?




kusura bakma izmir senden hoşlanmıyorum

istifa şarkıları


  • çok sevilen çalışma arkadaşının gidişi ardından, ardına bakma yolcu vol.2,
  • ağam ben nasıl edem? saz getir fasıl edieeemmmm?
  • nemrut'un kızı.



vaka-i mülakat -işe alım


yapma demiyorum, hobi olarak gene yap:
  • aday mülakat sonucunda gönderilen olumsuz mailine "çok da tınn" şeklinde karşı mail göndererek ters köşe yaptı, düz köşe de yapmış olabilir,
  • aday gaziantep'ten istanbul'a gelin gelmiş, eşi ile mülakata geldi ve yönetici ok verdiği için karı koca mülakata girdiler,
  • aday çiçek gönderdi, kur yaptı, facebook'tan eklemeye kalktı,
  • aday ve eşi aynı satış alanında aynı görevi yapmışlardı daha önce(karı koca geçici bir iş yapıyorlardı şimdilik) ve eski sektörlerine geri dönmek istiyorlardı, yine bölge müdürü ısrarı ile aynı anda ikisi ile mülakat gerçekleştirildi, akrabalık prosedürü gereği 1. yöneticileri aynı kişi olamazdı ve ik olarak alarm üretiyorduk, yapma canım yapma arkadaşım diye. müdür bu riski satın aldı ve iki adaya da teklif yaptı, sonra genel müdürlük tarafında bir skandal olarak nitelenen bu karar sadece birine teklif yapılacak'a döndü ve adaya yapılan teklif bölge müdürü tarafından geri çekildi. demek ki neymiş karıkoca ok değilmiş, tey tey,
  • aday mülakata annesi ile geldi, annesi bekleme salonuna alındı,
  • aday mülakat odasına girerken ve çıkarken beni öpmeye kalktı,
  • aday mülakatta göz kırptı,hayır tiki yoktu,
  • aday mülakata silah ile geldi, eşhedüenlaaaaaaa...
  • simülasyonda aday "sizde çok asabisiniz galibi kikikiki" dedi,
  • test yapılan aday, bu soru yanlış! diye çemkirdi,
  • aday mülakata 5 yaşındaki yeğeni ile geldi,
  • aday mülakata sevgilisi ile geldi,
  • aday davet edildi yurt dışındaymış, yerine erkek kardeşi geldi, onu almayın beni alın dedi ve ne tuhaftır ki işe alındı, 1 yıl sonra ayrıldı.
  • aday mülakata erken geldi, geç başladı diye çemkirdi,
  • aday babamın bu bankada 5 milyon doları var dedi,
  • adayın babası 1 çuval kuru erik gönderdi,
  • aday işe girdikten sonra çiçek gönderdi(ah bu gerçekten bir işe alımcı için nirvana)
  • aday kokarca çıktı,
  • aday bizi kandırdı aslında o pozisyon ile hiç ilgilenmiyormuş,vay çakal:)
  • adayın babası profesör, yeni nişanlanmış, nişanlısının ailesi yerin belli olsun demiş o nedenle çalışmaya karar vermiş ama aslında işe ihtiyacı yokmuş.

kendime notlar

2011'de olan 2012'de de olmaz mı?
bugün günlerden quenn, di da dap, didi oooo



25 Aralık 2012 Salı

sana güneş hep arkandan vurmuş


corpırıt zoo,evet yaşadığımız iş dünyasını bu şekilde tanımlamak mümkün.
birden anılarım canlandı bugün, bakın nasıl yöneticiler ile çalıştım yıllar boyu, alkışlar sizin için;
  • vakti zamanında asgari ücretle çalışan proje ekibine Brezilya ülkeler toplantısından dönüp "ay çocuklar bence hepiniz Brezilyayı görmelisiniz yılın bu mevsimi şahane oluyor" diyen Şube Müdürü,
  • Bağırsaklarını pantolonun içine sokmaya çalışan Genel Müdür Yardımcısı,
  • Güncel aksiyon planı paylaşılan ama sonradan arkadan bizans oyunu çeviren Birim Yönetmeni,
  • Adana organizasyonunda 8:00'de kalkan uçak  9:30 inecek de 10:00'da mülakata yetişecek diyen Birim Yöneticisi(mutlaka rötar olurmuş, sis olurmuş),
  • Ceviz, simit ve meyve ile besleyen Bölge Müdürü,
  • Bölgeyi her ziyaret ettiğimde öpen Bölge Müdürleri ve Asistanları,
  • Proje uzadığında bunu üst yönetimden gizli yapıyoruz diyen yönetici(ve aslında koridorda üst yönetimden leopar kadının imzaladığı yeni sözleşmeyi gören ben, hem de benim firmamın sözleşmesi, hem de benim projem, aptal değilim! makine mühendisiyim, ayrıca çok pis yakalarım)
  • Kahve falı bakan Bölge Müdürü, hayır psişik güçleri yok tamamen sallamasyon,
  • Mülakatta mantı nasıl yapılır diye soran Bölge Müdürü,
  • Peryön'e katılmak için ekipten başka birinin giriş kartını almamı sağlayan ve kendi ekibinin yol ücretlerini ödemeyen harika şirket, adı bende saklı,
  • Mülakat sırasında pembe t-shirt giymiş adaya "eşcinsel misin?" diye soran Fabrika Müdürü,
  • Adana'ya ulaştığım 2010 temmuz sabahında "AÇ MISIN?" diye soran Bölge Müdürü,
  • Virajı alamayıp koridorda ikacının üzerine çıkan Departman Müdürü,
  • Mülakatları 14:00'de bitirdiğim halde, 4'e kadar bekle biz seni gelip alalım diye 16:30'a kadar bekleten sonra da biz seni bekletmeyelim işimiz uzadı istersen sen İstanbul'a dön diyen Bölge Müdürü,
  • Birlikte yüksek lisans yapalım diyen Bölge Müdürü,
  • Maliyet yükseliyor diye araç göndermek istemeyen bölge müdürü aynı bölge müdürü başkasına göndereceği maili bana gönderdi sehven:) bu yolla öğrendim, hain keltoş,
  • Amsterdam'dan hediye gelen ruju gösteren(zeker şeklinde fatal red rengi) Bölge Müdürü ve sonra mülakat yapmaya devam ettik, travma geçiriyorum.
  • Evde kaldım deyip 72 günden geriye doğum günü geri sayımı yapan proje lideri(her gün!!!)
  • öğle yemeğinde arayıp taciz eden açmayınca yöneticiye gidip mızırdanan Bölge Müdürü
  • Bursa Bölge Müdürlüğü'ne araba ile giderken Ürün satmaya çalışan GMY,
  • Bölge organizasyonu nedeni ile Ankara'da olmam gereken günde öğle yemeğine götürüp, çok para harcadık ya diyen Ankara Bölge Müdürü,
  • Yeşil Çay ve Bitter Çikolatanın harika combo olduğuna inanan şuursuz Bölge Müdürü,
  • -1'de görev yapan bölge müdürlüğünde hamamböceği var mı diye kontrol etmemi isteyen Operasyon Müdürü,
  • Yılbaşını çalan Grinch kılıklı Çalışan İlişkileri Müdürü,
  • Yılbaşı ağacına evde yarım kalan süsleri getiren İK Direktörü,
  • İnsan odağı düşük olan İK Müdürü,
  • Bursa organizasyonunu baltalayan kısıtlı oda nedeni ile kendine yer bulamayınca sabah 10:00'da İskender yemeğe  giden GMY,
  • Kurumsal kıyafet yönetmeliğinin ağzını burnunu dağıtan Marmaris ekibi, ne lan bir gün her yer disko olacak mı dendi size?
  • Sıra gecesine götüren Bölge Müdür uuuuuu beybe,
    • birlikte çalıştığım İK ekibinde terfiler açıkladığında yanıma gelip bana sarılan ve "SEN BİZİM CANIMIZSIN"(sana da 3ün biri, hem prim yok, hem de saçmalamaya devam edeceğiz) diyen İK müdürü, işte bir outsource'un acıklı anlarından biri.
  • 5 gündür spor yapamıyorum moralim çok bozuk diyen hamster kılıklı Satış Müdürü,
  • "Ankara soğuk, sıkı giyinin Coco Hanım" diyen şiir sevdalısı Satış Müdürü, evet hava kurşun gibi ağır..
bir toplantıya yetişmem gerek, by

bugün mülakata katılacaklara tavsiyeler


gülümseyin ve deriiiiin bir nefes alın(işte sen gülümsüyorsun ve beni geniş bir salona alıyorlar)
doğruyu yalnızca doğruyu ve sadece dosdoğruyu söyleyin
vakitlice gidin, vakitlice olması çok önemli
gitmeden önce n'olur firmayı bir inceleyin(nolurrr nolurr nolur nolur nolur adam mı ölür?insan sevince, kadir bilince n'olur?)
hedefleri realize edin(bazı ördekler rasyonalize olmak istemiyor)
hayalleriniz için sınır tanımayın(SINIR TANIMAYAN İKACILAR)
3 ay sonra sizden ne bekleniyor olacak onu sorun bence(fuckin' amazing perfect continous tense)
uçmayın,
ilk görüşmede maaş konusunu açmayın, karşı taraf açmadıkça zira kurumsal bünyede usûl böyle, en az iki görüşme sonrası ücret aralığı teklif görüşmesinde tüm ücret paketi(yan(h)aklar c&p, öss, servis,yemek ya da bulamaç),
uçun,
ismiyle hitap edin muhteşem bey, harika hanım vb., bazılarımızın ego tavandır,
göz kontağı evet dik dik bakmana gerek yok ama unutma tasarlarken başka bir yere kayar gözlerin,
temp. pozisyon ise sallayın,
sürekli ise kariyer yolunu sorun, kime raporlama yapacağınızı sorun, ekibi sorun
işe alımcılar bazen salağa yatar(ölü taklidi) bilmiyormuş gibi sorar hatta bazı amatörler kötü mimiklerle oyununa devam eder, sabırlı olmaya çalışın pls.
profesyonel iş hayatı politik olmayı gerektirir, şimdiden alış,
gülümse ve iyi bir kapanış yap, teşekkür et, memnun ol.
iş teklifini alınca beni haberdar et, bu iyiliğimi de unutma!


işi aldıktan sonra atacağın nara, liz lemon'dan geliyor
"suck it monkeysI'm going corporate!"






may force be with u

* ilk gün deneyiminde böyle hoplamalı zıplamalı plaza adamı görüntüsüne gerek yok, be cool

24 Aralık 2012 Pazartesi

churn

aykut kocaman ve fenerbahçe hikayeleri gündemi işgal ediyor. aziz başkan'ın istediğin adamı al, istediğin transferi yap, istediğini gönder, güç sende artık demesi bir churn faaliyeti değil de nedir a dostlar?


devlerin maçları, dev olmayan normal takımların maçları, maç sonrası yorum, maç sonrasındaki günün ertesi günündeki yorum, maçı izlediği halde özetini de izleyenlerin, yetmedi kritik pozisyonların o öyle olmasaydı şeklindeki yorumları, açık ofiste çalışma nedeni ile yüksek dozda futbola maruz kalma. futbolu sevmeyenlerin acısı ne olacak, bu ülkede futbol sevmeyen bir kitle var, ve her pazartesi,salı,çarşamba,perşembe cuma olmadı cumartesi bir de pazar annen erkek yüzümü gördü a oğul?
"ali, veli, beş'te ondan evveli... recep, şabanramazan... bir de rahmetli baban... koca mi gordu bu zavalli anan!.." 


aslında açık olmasa da ofis dışarıda çalışanları da etkiliyor, ya benim bi'sevgilim vardı, maçı izlerdi, maç özetini, ardından, ,diğer ligleri, ardından yorum yapan kim var ise onların yorumlarını, ardından tüm gazeteleri ve futbol eklerini tuvalette okurdu saatlerce, ardından halı saha maçlarının yorumlarını dinleyip, bir de onun geyiğini çevirirdi.






ve evet küçükken belli bir möbla karşılığı cimbomlu oluyordum, ama sağlam para kazandım.tenk u babiş.

sosyalleşmek için futboldan başka konu mu kalmadı?


i hate futbol

monster'ı nasıl bilirdiniz?

Estimado Profesional,

Por medio de la presente le informamos que BeKnown LatAm dejara de funcionar a partir de Diciembre 28.De acuerdo con nuestra política de privacidad, su información sera eliminada completamente y no estará mas disponible para usted.

Le agradecemos mucho por el tiempo en que nos permitió servirle.

Atentamente,

Monster LatAm, equipo BeKnown

şeklinde bir mail atmış, evet iç sesim ispanyolca benim ve peltek. beknown uygulaması ile ilgili de bilgilendirildim.

acımız büyük.

23 Aralık 2012 Pazar

plaza dili ve edebiyatı


üstat: oka boka her seviyeye söylenen mertebe hiçbir konuda yetkinliğinin olmaması bile yeterli/ liderlik ile ilgili olanını Peryön'de izledik zaten.

brain storming: beyin fırtınası, beyin fortumu
clue vermemek: yok sana ipucu sen küçükken kazana düştün, el yordamı ile devam
relax olamamak: aaaaaa çok tense bir situaitondasın, be easy be cool
major bir hata: öküzlük ötesi bir hata boyutu
minör bir şey: görmezden gelebiliriz ama yine de bir bahsedelim

Kendime Notlar vol. 345

2010 yılından geliyor;


günaydın!!! ve iyi haftalar:)

bugün ki temamız mühendisler, 3 görüşmem var, soruyorum mühendis riks! nedir







bu yılbaşını boş geçirmemem lazım

yılın bu yılbaşında nereye gitsek, son dakika planları zamanı geldi çattı.

atina mıııııııııııı?
antalya mı?
fas mıııııııı?(22 derece)
son dakika ispanya mı?
istanbul'da bir gece eğlencesi miiiiiiiiiiiiiiiii?
yoksa dur bi' dakika evet evet buldum coşkun sabah riva'da oraya gitmek en iyisi olabilir. onu ve harika peruğunu izleyerek 2012 yılını uğurlamak, kendi icadı udunu dinlemek evet evet mutluluk bu mu? kendisi zaten bu ülkedeki en ispanyol udi değil mi?
şimdi hakkını vermek gerek işte bu bizim hikayemiz'i o bestelemiş, 80ler tarabya müdavimleri bilir şekerim, tabii o zamanlar peruğu yoktu, gerçi  o şarkı da hep kenan kalav gelir aklıma, hülya avşarlı bir filmi.

bu arada birkaç ev partisi var gidebileceğim, çok istekli olmamakla birlikte bu da bir alternatif. gerçi geyik çekebilecek durumda değilim, aslında süper rol yaparım, ah canım çoğoş olmuşsun bi' güzellik gelmiş, ah botöksmü hiç belli olmuyor.

siyah elbise mi giysem peki ya kırmızı don? peki ya çam ağacı?

kuzenlerle oyun oynayarak ve de eser miktarda alcohol olabilir,
çamlıca'ya gidip şehri izleyebilir,
topalak gibi uyuyabilir,

eski sevgilim amadeo(ki bu en son seçenek) ile patlayana kadar yemek yiyebiliriz, kukuletalı partilerden birine gitmek istiyor, kendisi ile arkadaşız, ama her an hareketini yapabilir gibi geliyor, bu noktada portföyde geriye gitmek akıllıca bir hareket olmayabilir.

en kötü ihtimal evdeyim, bu yılbaşını evde geçirebilirim, dvd koleksiyonumdan up in the air ile başlar ya da tlotr ile başlar ya da göl evi ile başlar ya da iron man ile başlar gördüğünüz gibi istediğim yerden başlayabilirim. bak bir de şu var;

acaba mustafa keser poroğram yapıyor mu bu yılbaşında?
acaba bana ne hediye aldılar? malum hobbitler hediyeleşmeyi pek sever.

sazlıklardan havalanan bir ördek gibi sesiiiiinnnnnn..derken veda ediyorum sizlere.

20 Aralık 2012 Perşembe

saza niye gelmedin? işe niye gelmedin?

15 dakika gecikmeli olsa da geldik bu sabah, starbucks'tan ahududu aromalı sıcak çikolatamı alıp, buzu çözülmemiş bahçeden yürüdüm, arka merdivenlerden girdim plazaya. sigara içen tipler nedeni ile koridor duman olmuş, sabah sabah o pis kokudan geçmek için burnumu tıkadım.

iki kadın konuşuyor soğuk nedeni ile merdivenlere kadar inmişler, "ana şarterler açıldığı için çabuk geldik" diyor biri. ersan kuneri'ye bağlayıp yapıştırdım. "şarter değil arter o" ve böylece bu sabah hiç tanımadığım bir kadına sırf yanlış telaffuz etti diye doğrusunu söyleyip acil çıkış kapısından içeri süzüldüm. tanıdık bir huzur aradım ahaha şaka şaka aramadım.

geldim kahvaltımı yaptım, herkeste bir kar coşkusu aman bugün de kar yağsa da erken çıksak psikolojisi ve klasik kar sohbetleri, peşi sıra kar topladı ya da kar topluyorlar gelecek.

bu gibi kriz dönemlerinde ne olur, büyükşehir belediyesi gece gündüz çalışır, hazırız dediği noktada sabah karşı buzlanma nedeni ile köprüde kaza olmaz ve çift yönlü trafik akışı durmaz, şirketler kritik nokta personellerini yakın lokasyonda bulunan otellere yerleştirir,  ölü taklidi yapar evet bazıları umursamaz, okulların tatil olması da güzel olur bu dönemde en azından servisler trafiği rahatlatır mini mini 1lerden mini mini 15lere(lise kaç oluyorsa o işte) evde mutlu mesut vakit geçirir.
malum-u aliniz istanbul'da hep kriz hep kaos bakınız vahap munyar röportajına hattatlar helikopter ile kaldırıma inmiş zor hava şartları yüzünden.
bakınız su kesintisi, bakınız elektrik kesintisi , bakınız günün her saati yoğun olan trafik ama olsun büyükşehir 288. kavşağını açıyor. kar yüzünden adaylarım da gelmiyor bugün, operasyonel işlerimi yapayım bari.

bu arada sabah haberleri izlerken şirince'ye aslında giden olmamış 2 otobüs giriş yaptı +80 olarak düşünmek mümkün, 22 aralık 2012 şirince isyanı yaşanır mı? şirinler isyan eder mi söyle?





kendime notlar

o esnada paralel evrende

farklı bir şeyler yapalım


hayır bu soğukta ne yapılır, 21 aralık 2012 için kıyamet programı da yaptık, dışarıda olacağız hatta kıyamet gelse de kopsak diyeceğiz, istanbul'da karayel fırtınası var.
an itibari ile hem alçaklara hem de yükseklere kar yağıyor. evden işe işten eve gidiyorum.
sabah egzersiz olsun diye elbisemin fermuarını sırtımdan ağrı(evet öyle dedim) kapatmaya çalıştım, pilates tamam da kol da bir yere kadar esniyor.
yine bu sabah çıkmadan gökhan habur'u dinledim habis habis balkanlardan gelen soğuk hava dalgası ve karayel fırtınasından bahsetti.
sabah dışarı çıktığımda neticem dondu, bu ne soğuk?
sabah dışarı çıktığımda yerler buz idi yavaş yavaş piti piti indim merdivenlerden,
taktım eldivenlerimi açtım müzik çalarımı lionel richie'den sizler için geliyor hello, is it me you're looking for?
sümüğüm dondu be.
evden eve sonra odadan odaya gidelim bugünlerde, evden işe olmasın bak, cola ve tcell tatil olmuş:p(şaka şaka olmamış böhühühü)

sokak hayvanlarına su mu ekmek mekmek koymayı unutmayın pls.



19 Aralık 2012 Çarşamba

İşinden Memnun Olmayanlara İşini Sevdirecek 10 Yöntem

Selin Yetimoğlu yazmış ne de güzel yazmış;

İşinden Memnun Olmayanlara İşini Sevdirecek 10 Yöntem

şimdi kulaklarımızı havalandırma zamanı

serin bir istanbul gününde,

geri sayım devam ediyor, günün fon müziği mfö'den geliyor gözyaşlarımızı bitti mi sandın ile başladım.
sabah toplantı ile geçti öğle yemeğinde saman tadında bir yemek yedim, yemek çok önemli azizim.
koşuyolu'nda buharda fıstıklı kebap yeseydik ya bugün


ya da bursa'da alexander var dediler geldik

ya da fajita



uuu beybi, bir an kendimi hobbit sandım, 2. kahvaltı sonrasında güzel bir öğle yemeği.

ele güne karşı çalıyor şimdi, bir mülakatım var 14:00'de sonra da bir sunum, sonrasında günü kapatıyoruz, dolayısı ile mazeretim var asabiyim ben dinlememeli.

günün sorusu: bu pozisyon ile ilgili en az ilginizi çeken şey nedir?
alternatif soru: başkalarının canını sıkacak kararlar almak zorunda kaldınız mı?
hadi son bi' güzellik yapayım;
*empati sizin işinizde ne kadar gerekli?

(ama insanlar duymaz bazen üzme kendini ümitsiz gibi sevenin var bak ne güzel)



xxx,

always yours,

gıcık Coco





plaza kadınının diyetle imtihanı


18 Aralık 2012 Salı

maceracı ol




izmir'e gittim bu hafta ve dönüşte tıpkı amerikan filmlerinde olduğu gibi yanımdaki yakışıklı adam hafiften asılmaya başladı.
her hareketini mimiklerini kaydetmeye ve hasta bir ikacı olarak meslek hastalığı etiketlemeye başladım,
uydurukçu, ego yüksek, yalan söylemeye meyilli, başka biri gibi davranıyor, hayır salyam aka aka uyuyordum ne diye uyandırıyorsun?
neyse indik saw'a bu hala konuşuyor valiz var mı? benim evimde hemen şurada viaport'un arkadasındaki sitede, acaba bana mı gitsek? bir drink?
oooooo beybiiiii, sen bana kahve falı bakan erkek bölge müdüründen bile hızlı çıktın, sana helal olsun.
merci canım acil bir toplantıya katılmam gerek diyorum, "saat 8'de mi diyor?" aeh evet biz kelle avcıları(head hunter) her zaman her yerde diyorum.
sonra bunu yöneticime anlatıyorum bu sabah ne diyor"maceracı ol biraz, maceraya atıl" owww yoooo evli iki çocuklu yobaz seni yapamadıklarını bana mı yaptırmaya çalışıyorsun, bu ne biçim motivasyon, devamlı aksiyon, yeni jenerasyon full animasyon diyorum.

İlk İş Deneyimi



İlk işim dönemsel olarak cimbomlu olmaktı.

Babam işverenimdi, yazları dönemsel gaassaraylı olurdum, kışın fenerbahçe'ye dönerdim ama sorsan futbolla aran nasıl, i hate futbol. Bazen milli maçlar...

Sporu severim tenis sporu agassiler sampraslar ne bileyim Steffi Graf, sonra olimpiyatlar buz pateni, ama futbol garip formulaperver bir insanım, hatta istanbul grand prix olsun yine gidelim.

Hah! Bir de basketbolu çok severdim, bir gün annem mantı yapıyor, maç var ben de gözümü almıyorum neyse işte bitmeye yakın Ülker-Efes maçı, mantı hazır oldu yiyorum ekrana bakıyorum, Efes yenildi mantı boğazıma takıldı, sinirden gözlerim  doldu. Ondan sonra dedim benden taraftar olmaz bu ne lan mantı yiyecektim ben, tipler yenildi!! Hiç bana taraf olmayan bertaraf olur falan demeyin kalbinizi kırarım.

İşte yazları dedenin bahçesinde dalda elma yemek, reçel yapmak anneanne ile, bahçe duvarındaki parmaklıkları boyamak, sonra deniz kabuklarından kolye yapıp ev ahalisine satmak bilinen ilk işlerim.

İlk mülakatım ki mülakat sayılmaz(kaç yaşındasın/ne kadar ücret istiyosun), üniversite 1. sınıf dönemsel(bak zehirlenmeye başladığım ana geliyoruz), adamın adı asil o bir mimar, o bir sigortacı, tcell bayisi(telefonun ilk icat edildiği yıllardan bahsediyorum-smiley burada), aynı zamanda beyaz  eşya satıcısı aynı zamanda...(kolunda taşıdığı karpuzların haddi hesabı yok) asil pepelek, çok fazla sigara içiyor, dalmaya gidiyor kızıl deniz, kaş nere varsa sadece denize dalmıyor aynı zamanda oooo müşterileri de uçana kaçana asılıyor, evli karısı boğaziçili ve de 1 çocuk babası.bazen ceydalar, bazen meldalar kimi gün ayşegüller oğlum(up filmindeki kız çocuğu gibi tonlama burada) ofis hatun kaynıyor.

sabah geliyorum, allam alarm var, yanlış basıyorum, ığıl ığıl çalmaya başlıyor, ötüyor, sabahın körü, yoldan geçenler bakıyor, arabayla geçenler bakıyor, embesil gibi kalıyorum, şifreyi yanlış giriyorum, allam stresten terliyorum.

yok satış yap, yok fatura yok mikrodalga fırın aman da kasko poliçesi, multi-task olmak gerek öyle böyle değil, sigorta sektörü ile tanışmam o döneme denk gelir. Neyse ki dönemseldi de uzun sürmedi anlıyorum ki ben satışçı değilim, yani sonradan iç müşteriye satışa alışacağım ve her gün satış yapmıyor muyuz? Hangimiz satışçı değiliz geyiklerinde konu mankeni  olacağım. Sıkıldııııııım, sıkılıyoooooommmm deyip belli bir süre sonra yazlığa gitmek üzere ayrıldım, "ya sevgilim bekliyor beni" demedim haliyle, "sizinle çalışmak çok zevkli ama benim astımım var burada duramıyore " dedim(bakın o zamandan minnoştum, iletişim önemli).

AAAAAaa maaşımı ödediler tabii ama sigortası yoktu.

Yazının fon müziği: Bırak boş kalsın elim, yol yakınken dönelimmmmmmmm...

İlkleri yaşatan kahramanınız,

Coco the first Haşhaşi

Kendime Notlar


yılsonu

bugün hayatımın geri kalanının ilk günü.

baybay 2012

yılsonu gelmiş ne demek oluyor bu, koca 1 yılı çalışarak, hedefleyerek, kazanarak ve kaybederek bitiriyoruz demek.
yeni yıl planları demek, gözden geçirmek ve umut, ve hediye çekilişi.

ağacı süsledik, ışıklarını taktık ve çekiliş yaptık, cuma günü sinema öncesi hemen aldım hediyemi, çok da iletişim kurmadığım biri çıktı bana, atkıyı aldım gitti, atkı güvenli bir hediye zaten kış mevsimindeyiz.

2012'de neler oldu?

2 kez düştüm, birinde dizimi sakatladım,
4 kilo aldım,
hedeflediğim sayılara ulaştım,
blogumu yazmaya başladım,
2 iş görüşmesine gittim, istediğim gibi sonuçlanmadı,
telefonum bozuldu,
bir sürü işe alım yaptım, bir çok işten çıkış mülakatı,
hızlıydım, çok hızlıydım,
mobildim, türkiye'yi dolaştım durdum,
1 kez grip, 4 kez farenjit oldum,
3 kilo verdim,
yeni ikacılarla tanıştım,
peryön kongresine katıldım,
değerlendirme merkezi uygulamasında "arızayı" oynadım,
eser miktarda film izledim,
tatile çıktım(sizde tatil nasıl oluyor)
kendimi biraz daha tanıdım,
tiyatro oyunu izledim, evet birkaç sergi bolca fotoğraf
durumsallığın zirvesine çıktım(envanter sonucum durumsal çıktı demek bu)
kariyer koçumla plan yaptım.


2013 için plan yapmaya başladım bile, bu yılın üzerine çizgi çekmeye hazır mısınız?



















16 Aralık 2012 Pazar

biraz pavlov stayla



nike fuel band'dan bahsediyorum, iyi hoş, koşuyorsun, spor yapıyorsun applicationu da var, i love nike but it seems a little bit pavlovish


yeme içme davranışlarını ya da hareket halini tanıyor bir takım tavsiyelerde bulunuyor nasıl yani bundan sonra diyetisyenlere ihtiyacımız olmayacak mı?

faydalı olmalı orası ayrı ama hani şu hayat'ın su içmeyi hatırlatan hatırlatma programı gibi, sanki tamagotchi gibi  konfor alanı geniş bünyeleri etkilemez ama sabah 6'da uyanıp spor yapan bünyeleri ya da trendleri takip edenleri etkilemeye devam ediyor, karşı değilim ama serbest çağrışım hareketi engellenemez!

ayrıca eser miktarda csi izleyip komplo teorisi okuyan paranoyak bünyelere sevimli görünmeyebilir big brother

ya da

work hard
eat clean
talk dirty
be cool

spor yap! gideyim de yoga yapayım bari.


hastroloji

çocukken kafam karışıktı, yunan mitolojisi, tanrı kavramı, rumi

gazete okurken zaman içerisinde farklı taraflara kayıyor ilgi. ama anlamadığım şeylerden biri burç yorumları idi.
orta okuldaydım, yaz tatilinde anneanneye gitmediğim zamanlarda yazlıkta oluyordum. her zaman yanımda olacak bir valiz kitabım bulunuyordu. yazlıkta sahil kenarında yazlık amcaları ve teyzeleri ile pineklerken ve güneşlenirken yine gazete ekinden burç yorumlarına baktığımı hatırlıyorum.
ah sonra ayşe özgün ve rezzan kiraz günleri var. o dönem rise of yaşar nuri öztürk, ayşe özgün oprah stayla...
lise ve üniversite yoğun geçti pek takip etmedim.
sonra iş güç başladı, sabah ritüelleri, kahvaltı ve sonrasında mesai saati başlangıcına kadar gazete ve sözlükleri okuma. ve yine burçlar

bu noktada niobe denen köşe yazarı devreye giriyor. genelde rüya yorumu ve burç yorumu yazıyor. burç yorumlarının başına önce jüpiter sağa kaydı, satürn geriledi, venüs'ün kıçı başı oynuyor yazıp mutlu günlerrrrrrrrr şeklinde bitiriyor. habis habis yorumlar sonra burç yorumları bugün önemli kararlar vermeyin, sevdiklerinize çemkirmeyin, bugün kafanız karışabilir aman dikkat aheste gibi şeyler yazıyor. sonra ne beklersin o günden ama alternatifi var.

cnn iş astrolojisi, daha derli toplu yazıyor bu arkadaşlar, hem yan tarafta niyet tavşanı var, çekiyorsun hop tavşancıktan "yeni bir hobi edinmeye ne dersin?" sorusu geliyor tabii ataşehir'de bir yerde okçuluk kursu var onu düşünebilirim.

susan miller var bir de aman tanrım, plaza insanları arasında pek popüler. bir de nuray sayarı denen mor aşığı bir kadın, sonra gelsin secretlar gitsin powerlar.

şirketlerin yıldız haritaları çıkarılıyor, medyumlar ile görüşülüyor, derin mevzu yani anlayacağın.

iç enerjinizi kaybetmediğiniz sendromsuz pazartesi ve salılarda görüşmek dileği ile.


15 Aralık 2012 Cumartesi

giriş gelişme uçuş

kariyer, sahip olunan meslekte uzmanlaşma, yeni mezunun bilinmezi, henüz bir fikri yoksa bir işe girip sonrasında şekillenen kariyer macerası.

giriş: şirkete kapağı atma
gelişme: en az bir yıl geçirme ve bazen birkaç yıl, belki terfi alma

uçuş: en sevdiğim kısım, yuvadan ayrılma, büyüdüm ben, artık kanatlarım üzerinden uçabilirim(neyyy!!)


profesyonel iş hayatı.

y kuşağı hemen herkesin duyduğu öncesinde baby boomerslar var,sonra x ve nihayetinde yler, bu ara onların yani bizim çağımız(new era) eski baskıcı yönetim tipi bize işlemiyor. fikriniz ne diye sorulmasını bekliyoruz. şirkete bağlılık düşük,bundan benim çıkarım ne olacak? ne katkısı var şeklinde bir düşünce şeklimiz var. bizden sonra gelenler var milenyumlar indigo bebekler...

bu noktada yöneticilerin kendilerini yenilemeleri gerekiyor, vay efendim fb'da twitter'da vakit geçiriyorlar, tek tek herkesle ilgilenmemizi bekliyorlar gibi cümleler kuran bünyeler var hala. biz burada iş yapıyoruz sinyorita, akıllı telefon ile de yapılabilir bunlar motivasyon nedeni ile yaşanacak iş kabını düşünerek şirketlerin sosyal medya araçlarını kısıtlama olayına da şuracıktan minik bir dokunuş.



kapanışı dr. erol bey gibi bitirelim ne diyorsak o!


the hobbit an unexpected story

the hobbit yazısının perdeye yansıması ile bir alkış tufanı koptu, fantastik sever bünyeler için normal bu tepki, bir iron man ya da man of steel hayranı isen anlayabilirsin bu tepkiyi lotr ya da the avengers hayranı isen mesela yurtdışında yaşıyorsan, türkler için biraz uzak bir tepki, uçağın iniş anında da oluyor bazen özellikle ruslar antalya inişinde coşku ile alkışlıyor ankara'da mümkün mü öyle bir şey? neyse konudan sapmayayım.

hobbit köyü görmemle gözlerim doldu, tanıdığımız yaşlı bilbo baggins yazmaya başlıyor frodo çıkıyor sonra ortaya, ne büyük keyif, 3d izliyorum ben tüm kahramanların gözbebekleri katarakt ameliyatı sonrası lens takılmış gibi parlıyor.

j.r.r. tolkien hayranı  olarak ki ben üniversitede yavaaaaş yavaaaşşş sündüre sündüre okudum seriyi bitmesin nolur bitmesin diye. lotr'ınilk filmini izlemedim  1 yıl hayallerim yıkılacak, 3 saate ne sığar ki, olmamıştır, yapamamışlardır diye, sonunda izlemiştim evde izlemiştim, hemde istemi betil dublajlı gandalf'ı, beğenmiştim, anca bu kadar iyi olabilir diye düşünmüştüm. sonra sinemada izlemiştim diğer filmleri, ama aragorn'u sevmemiştim, gloin oğlu gimli olmuştu, ya da legolas, frodo, hatta galadriel lakin aragorn, ona alışmam zaman aldı.

hobbit'in film yapılacağını öğrendiğimde çok sevindim, seri olacağını bilmek ise nirvana diyebilirim sevgili izlek. dün izleme fırsatını yakaladım, tıklım tıkış bir salon, d sırasına yer bulabildim, buna da şükür, istemi betil öldü gandalf'ı dublajlı izleyemem artık.

çok da güzel olmuş filmdir, evet kitapta olmayan sahneler bulunuyor takılmamak lazım. ne olacaktı hobbit çocuk kitabıdır, epik olmayacak filmin elementleri, 

lee pace var lan filmde pie makerı görünce sevindirik oldum.

lotr ile karşılaştırma yapmamak daha doğru, lotr üçleme iken hobbit tek kitap ve daha çocuklara hitap ediyor. tolkien'in eserleri için söylenebilecek tek şey muhteşem, görkemli ve harika olduğu. derinliği olan fantastik olan her karakter için detaylı şekilde tanımlar bulunan, her ırk için özel yazı türleri ve hatta şive kullanan bir tür. şarkılar türküler ve bitmesin denilen maceralar.


cücelerin gelişi, akşam yemeği ve bilbo'nun ikna olmaması/olması. uzun tutulduğu söyleniyordu, bana göre tam olması gerektiği uzunlukta olmuş ve kitaba neredeyse tamamen sadık kalınmış. elflerin olduğu her sahne değişik bir enerjiye sahip, saruman'ın dışında radagast'ı görmek de exstra bonus oldu, kelebek yapıyor yapacağını.
bilbo(dr. watson) ve gollum(smeagol)'un bilmece sahnesi de çok keyifli ki gollum o zamanlar lotrâ göre daha kilolu ve sempiş bildiğin sempatik ikili delilik halleri. cüce kralın(bkz: thorin) ise tüm film ekibine bakıldığında aslında en uzun kişi olması bomba.Bilbo Baggins: My name is Bilbo Baggins! 
Gollum: Baggines? What is Bagginses?... Precious.


gandalf'ın hikayenin yüzüğün frodo'ya ulaşmadan önceki dönemde daha yaşlı gözükmesi dışında söylenebilecek bir şey yok, over the misty mountains cold türküsü yeter.



Bilbo Baggins: I have... I have never used a sword in my life. 
Gandalf: And I hope you never have to. But if you do, remember this: true courage is about not knowing when to take a life, but when to spare one. 

izleyin, pişman olmayacaksınız, kitapları okumasanız bile keyif alabileceğiniz bir çalışma.


14 Aralık 2012 Cuma

DICTIONARY OF EVALUATION COMMENTS


What the boss really means in those performance evaluations.

1. AVERAGE: Not too bright.

2. EXCEPTIONALLY WELL QUALIFIED: Has committed no major blunders to date.

3. ACTIVE SOCIALLY: Drinks heavily.

4. ZEALOUS ATTITUDE: Opinionated.

5. CHARACTER ABOVE REPROACH: Still one step ahead of the law.

6. UNLIMITED POTENTIAL: Will stick with us until retirement.

7. QUICK THINKING: Offers plausible excuses for errors.

8. TAKES PRIDE IN WORK: Conceited.

9. TAKES ADVANTAGE OF EVERY OPPORTUNITY TO PROGRESS: Buys drinks for superiors.

10. INDIFFERENT TO INSTRUCTION: Knows more than superiors.

11. STERN DISCIPLINARIAN: A real jerk.

12. TACTFUL IN DEALING WITH SUPERIORS: Knows when to keep mouth shut.

13. APPROACHES DIFFICULT PROBLEMS WITH LOGIC: Finds someone else to do the job.

14. A KEEN ANALYST: Thoroughly confused.

15. NOT A DESK PERSON: Did not go to college.

16. EXPRESSES SELF WELL: Can string two sentences together.

17. SPENDS EXTRA HOURS ON THE JOB: Miserable home life.

18. CONSCIENTIOUS AND CAREFUL: Scared.

19. METICULOUS IN ATTENTION TO DETAIL: A nitpicker.

20. DEMONSTRATES QUALITIES OF LEADERSHIP: Has a loud voice.

21. JUDGMENT IS USUALLY SOUND: Lucky.

22. MAINTAINS PROFESSIONAL ATTITUDE: A snob.

23. KEEN SENSE OF HUMOR: Knows lots of dirty jokes.

24. STRONG ADHERENCE TO PRINCIPLES: Stubborn.

25. GETS ALONG WELL WITH SUPERIORS AND SUBORDINATES ALIKE: A coward.

26. SLIGHTLY BELOW AVERAGE: Stupid.

27. OF GREAT VALUE TO THE ORGANIZATION: Turns in work on time.

28. IS UNUSUALLY LOYAL: Wanted by no-one else.

29. ALERT TO COMPANY DEVELOPMENTS: An office gossip.

30. REQUIRES WORK-VALUE ATTITUDINAL READJUSTMENT: Lazy and hard-headed.

31. HARD WORKER: Usually does it the hard way.

32. ENJOYS JOB: Needs more to do.

33. HAPPY: Paid too much.

34. WELL ORGANIZED: Does too much busywork.

35. COMPETENT: Is still able to get work done if supervisor helps.

36. CONSULTS WITH SUPERVISOR OFTEN: Pain in the ass.

37. WILL GO FAR: Relative of management.

38. SHOULD GO FAR: Please.

39. USES TIME EFFECTIVELY: Clock watcher.

40. VERY CREATIVE: Finds 22 reasons to do anything except original work.

41. USES RESOURCES WELL: Delegates everything.

42. DESERVES PROMOTION: Create new title to make h/h feel appreciated.

mülakat saçmalatmaca

*güçlü yönleriniz?
-çok güzel dans ve ısrar ederim.

*güçlü yönleriniz?
- çok güzel iş yapıyormuş, yoğunmuş gibi gözükürüm, kaşlar çatık, alın kırışık, yanaklar şişik

monster türkiye'yi nasıl bilirdiniz?

bir rivayete göre monster türkiye yapılanması batmış.

kariyer.net, yenibiriş, secretcv gibi 3 büyüklerin ve linkedin gibi bir yapının olduğu sektörde monster fazla amerikalı kaldı diyebilir miyiz??


şu anda ik çevrelerinde konuşuluyor, fiskos fiskos

13 Aralık 2012 Perşembe

it's confidential

bazı süreçlerin gizli yürütülmesi gerekir, gizlilik yönetim katı için çok önemli.

ikacı ketum olmalı, politik olmalı, poker face olmalı, yani dilini kes at!

bir bölümmü kapanacak, terfi mi var, dışarıdan büyükbaş birimi geliyor

ama farklı ekiplerdeki iyi arkadaşlar bazen gizli süreçler hakkında fikir alışverişinde bulunabilir.

ya da google trendsde arama yaparken şirketteki üst yönetimin değiştiğini kazara öğrenebilirsin, haftasonu maç öncesi çok içmiş kafası güzel bir iş arkadaşının ağzından kaçar, sarhoştur hatırlamaz bile.

ama en iyisini sona sakladım, üst düzey yöneticinin değiştiğini adaydan öğrenirsin! yürü be

bazen tuvalette şahane bilgiler edinirsin, sessiz sessiz çöğdürmeye çalışırken(ay bunu okulda güneyli bir arkadaşımdan öğrendim canım harika bişi işemek ya da lövöbö demek zorunda değiliz, biliyorsun biz kızlar işemeyiz) duyduklarım harika, it'deki gmy yönetmene kaymış, öhöm.

ya da buradaki bir uzman çok uluslu aynı sektördeki bir şirkete müdür gdiyormuş, kızkardeşi ile telefonda konuşuyor yan tuvalette bir yandan boşaltım işi yaparken,

bir de şey vardı, mesaiye kalıyoruz diye arşiv odasına giden ofis çiftleri, ikisi de evli ama işyerindeki buddysi aynı zamanda fuckbuddymiş iyi mi? al sana combo, brezilya'ya gitmeye ihtiyacımız var mı?

bilgi seni güçlü kılar, ama bilgi alacağım diye de maymun olmak gerekmiyor, sevgi içimizde, zen, enerji vb.
ışık seninle olsun

seinfeld ile acı gerçekler


I'm much more comfortable criticizing people behind their backs

Aslında çok da güzel özetliyor george durumu, kolayı bu değil mi?

sizde izin nasıl oluyor?

bir outsource için en büyük sorunlar dersen? mesela dediğini farzediyorum. 

efendime söleyeyim, bir kere sicil numaran  olmadığı için, çekilişlerden, intranetteki bazı kampanyalardan faydalanamazsın, çay-kahve otomatlarından, snack otomatlarından kontörün olmadığı veya tanımlanmadığı için faydalanamazsın, konser biletlerinden, gösterilerden faydalanamazsın, şirket içi eğitimlerden faydalanamazsın,bazen lutfedip bir kaç hoşluk yapabilirler ama ilk gün hoşgeldin kitinden faydalanamazsın.

son işyerimdek iilk gün deneyimimden bahsedeyim sana bak, geldim, kimse karşılamadı, kendi kendime ik departmanını bulmaya çalıştım, masam yok!! bildiğin yok, kimseye haber verilmemiş, departmanda benimle görüşmeyi yapan ikacıdan başka geleceğimi bilen yok o da geç geldi o gün, tabii sonradan fark edecektim ki geç gelmek onun huyu, hep trafik  var bir o geç kalıyor. 
telefonum yok, neyse yavaştan ekip toparlanıyor, tek tek cici insanlar gelip tanışıyor, hoş geldin falan, isimler isimler ve görevler. sonra bir laptop veriyorlar boş bir masada eski bir müdür masası, pozisyon şimdilik boş sende emaneten otur diyorlar, oturuyorum, mailim tanımlanmamış, kullanıcı adı tanımlanmamış, ne diyorum ben giriş kartım bile yok. 
öğlene kadar prosedür okuyorum. 1 hafta sonra bir engelli personel var onu gönderiyorlar, ben onun yerine geçiyorum. telefonumu böylelikle almış oluyorum, ayrılan kişi personel tarafında(çalışkan ilişkileri:) departmanı ücret yan hakların hemen sağında) tabii onun dahili numarası bana veriliyor, sonrasında listeye ekleniyor ben işe alım yapmama rağmen hem çalışkan ilişkilerinde stajyer gözüküyorum hem de uzun bir süre liste güncellenmiyor 6 farklı zamanda salon kadını çizgimi bozmadan konu ile ilgili desteğinizi rica ederim diyorum tam 1 yıl 3 ay sonra kendi departmanımda uzman olarak değişiyor görevim, victory is mine!

8 ay sonra bir gün hoşgeldin kutusu hakkında konuşurken ekibin başına gelen arkadaşımız bu olayı duyuyor ve bana bir kutu ile geliyor ertesi sabah uuuu beybi.
9. ayda bir değişiklik oluyor sonra tekrar masa değişiyor, şükür bu sefer masa var ama, telefonda var, masa değişiyor ve beni klima nedeni ile boynumun tutulup, sık sık farenjit olacağım bir yere geçiriyorlar, karşımda ekip arkadaşım 14 dereceye kadar indirip ısıyı sonuna kadar açıyor çünkü öyle güzel bir yer ki soğuk sadece bana geliyor.

SİZDE İZİN NASIL OLUYOR?

6 aydan sonra avans izin kullanabileceğim söyleniyor, kullanmıyorum çok da ihtiyacım olmuyor sonra bir gün londra'ya gidesim geliyor ve perşembe+cuma için izin istiyorum, ama bu arada 1 yıldır buradayım(ettimi 14 gün izin hakkın). ve o mükemmel soru geliyor: "sizde izin nasıl oluyor?", ah  pardon, çok üzgünüm, nasıl unuttum ben outsource'um ve siz 3 defa uzattınız sözleşmeyi 1 yıl geçti ama ben yine de izin talep ettim, benim eşekliğim, my bad, sorry.

doğum günü izni uygulaması var mesela, ondan da faydalanamazsın outsource isen.

veya bazen servis kullanamana da izin yoktur, hatta şehir için taksi yerine akbil kulan diyebilirler, bölgede karşılamayı personel de yapabilir ya da kıl yönetici havaş'a bin gel der. 
daha iyisi var mesela başıma bir keresinde şöyle bir şey geldi, antalya'daki ofis taşındı ve maillerde beni  almaya birinin gelip gelemeyeceğini sordum. işgüzar müdür, genel müdürlükte çalışan peerına benim attığım maili forward etmeye çalışırken yanlışlıkla bana yolladı ve "bu nasıl insanlık bir de ayağına kadar araba istiyor" yazmış, rezalete gel.dinle gerizekalı, evet babamın işini yapıyorum, o nedenle kol gibi taksi fişi senin yıllık bütçene yansımıyor .

ya da uçakla gitmenin daha vakit kazandıracağı bölgeye trenle göndermeye çalışırlar seni ya da konaklama yapmanı istemezler 2 gün peşpeşe istanbul'a dönüp sabah başka bir bölge de olursun ve 3. günün şafağında genel müdürlüğe gelmeni beklerler. 


sonra sizde izin nasıl oluyor? e güzel oluyor, piccadilyy'de geziyorum:)

xxx,

always yours COco



istifa şarkıları 2


  • git, git, git me dur ne olursun? görüşmeye giden ve yeni iş teklifi alan yetenek için sezen aksu'dan geliyor
  • ölürsem kabrime gelme istemem
  • yoksa ben zurna mıyım?
  • öyle sarhoş olsam ki bir  daha ayılmasam
  • sen beni öldürüyorsun(ölüm/boşanmanın ardından işten kovulmak en büyük şoklardan ve depresyon nedenlerinden biridir)
  • ailemizin doktoru kutsi'den yeni yeni sevdalar çiçeği misin sanane sanane sanane sanane be
  • uefa şampiyonlar ligi şarkısı http://www.youtube.com/watch?v=BgomX3qD-iA
  • yeni türkü dönmek

hobbit ve felsefe



bu pazar günü ne okuyacağım ve dinleyeceğim belli oldu.
"Çalışmayı  yalnızca kişisel bir uğraş ve eğlence aracı olarak kabul ederim, çünkü görevlerimi çok keyif verici buluyorum". j.r.r. tolkien

12 Aralık 2012 Çarşamba

kendime notlar

Asistan Çok Önemli

hobiler

hobiler boş vaktimiz olduğunda ya da olmadığında kafa dağıtmak için zevkle yaptığımız şeyler bütünü.

şey: muhteşem bir kelime, 200 kelime ile konuşabilen türk insanının imdat simidi, kelime bulamadığın yere yapıştır.

hobiler masanın karşı tarafında oturan bizlere aday hakkında fikirler verir, spor mu yapıyormuş, ne pul koleksiyonu mu varmış, mutfak sanatları mı? ne diyorsun gerçekten resim yapabiliyor ve puzzle birleştirecek kadar sabırlı demek... adayı değerlendirmede kullanılan araçlar, cv, bazı pozisyonlar için diksiyon ve bittabi bu yaşa gelmişsin yazım kurallarını bilmek poroğram yazmamak mesela yardımcı olur. hobiler sizi anlatır fobiler de...(iki nokta nedir yanyana iki nokta niye kullanılır??)

burada lacros, tadım günleri ve sergileri beklemiyorum ama kombinasyonlar süper, yavrum ben sana yapma demiyorum hobi(hobbit) olarak yine yap örnekleri, işte sizlere hobi komboları;



  • halı saha maçları, TSM dinlemek ve geometri
  • ebru sanatı, dekorasyon, tezhip, tarih
  • futbol, masa tenisi, yüzme
  • SAÇ KESMEK VE BOYAMAK , YÜZMEK , FARKLILIK YARATMAK.193 BOYUNDAYIM VE YEŞİL GÖZLÜYÜM...SİYAH SAÇLI VE BUĞDAY BİR TENE SAHİBİM...(yürü be kendine 1.55'lik bir kız bul hayatını yaşa-3 çocuk yapmayı unutma)
  • Algoritmik düşünceyi günlük hayata empoze etmek,
  • ney üflemek yazıp neyzen teyfik'i sorunca şaşırmayın,
  • ne söyleyeyim ki? beni tanımak gerekir(favorilerimde üst sıralara yakın)
  • İç mimarinin dekoratif alanında ev içi yeni ve entellektüel tasarımlara imza atmak,
  • mutlu olacağım ve mutlu edeceğim şeyler yapmak(wuuuuuuuu, çok fantastik ve boombastic)
  • Yaratıcı, özgün, tarihsel, siyasi ve tabii ki bilimsel kitapları okumak,
  • Aile içi sağlıklı yaşam koçluğunu üstlenmek,
  • Haftalık limitler içerisinde fitness, pilates, yürüyüş ve zihin için de sporları uygulamak,
  • bilgisayarı profesyonel olmasam da az cok biliyorum,
  • objektiften dünyaya bakmak, enstantaneler, denemeler
  • kamplumbağa terbiyeciliği(bunu yapma, osman hamdiseverperver bünyeler duman eder seni-orijinali pera müzesi3. katta)
  • Sanat düşkünlüğümü tiyatro gibi etkinliklere katılarak sosyal hayata yansıtmak
  • bilgasayarda vakit geçirmek,gezmek..(no iki nokta!)
  • Yağlı boya ile tuallere hayat vermek ve ayrıca yazabilmek.
  • Evimizdeki müzik dehasının, müziklerini dinlemek(evde mozart beslemiyorsan yapma böyle şeyler.

bir cv güncel olmalı, gerçekleri yansıtmalı, eline aldığında "hanım hanııııımmmmm" demeli, yapamadığımız şeyleri yazmamalıyız, deneyimlemediğimiz daha önce içerisinde olmadığımız projeleri ya da çalamadığımız enstrümanları ve diğer hobileri.

go! and find your hoby, your ego is my lego.

bitti.