İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

28 Şubat 2013 Perşembe

eğitim şart

marifet iltifata tabiidir.(bu lafı da çok severim)



açıklamalara bakıyorsunuz, bu yıl 35 adam/saat eğitim verdik,
içerik değişik, uygun eğitim verilmemiş,
herkese liderlik eğitimi verilmiş,
hatta motivasyon eğitimine giden ikacı şaşırmış,
eğitim konusu acıklı bir halde,
outsourcelar için zaten eğitim söz konusu bile değil, onu aklından geçirene polyanna gözü ile bakıyorum.
eğitim hafta sonlarına itelenen neredeyse hafta içi düzenlemek dünyanın sonu gibi bakılan bir kavram.
satış ekibine outdoor eğitimi bırak sınıf içi eğitimi çok gören şirketlerde çalıştım ben yahu:) neyi anlatmak için uğraşıyorum acaba?
maliyeti kısacağız diye saçma sapan içerikle eğitim veren firmalardan hizmet almak uzun vadede hem şirket için hem çalışan için fayda sağlamıyor.

ve birden bunları yazarken ekran dalgalanmaya başlıyor, geçmişe doğru gidiyorum, danışmanlık yaptığım dönemdeyim, hani şu maaşımı vermeyen bir teyze vardı, yıllar sonra yalıda kutlamaya davet etmişti...
hem seçme yerleştirme, hem eğitim olan bir danışmanlık şirketiydi, bir gün yetkinlik bazlı mülakat eğitimi verilecek katılım az, banka çalışanlarına rezil olmalayalım siz de girin dediler, eğitimi DBE'den bir teyze veriyor, canım yurtdışından yeni gelmiş sabah sabah ne güzel de anlatıyor. bankadan ik tarafından 3 kişi var, biz danışmanlık tarafından 2 işe alımcı 2 de asistanla girdik yuh!!! işte patron şirketinde çalışmayacaksın isimli öğüdüm bu noktada devreye giriyor. 2 günlük eğitim ilki cuma günüydü, 2.si ctesi sabah, zaten bir önceki şirketimde almış olduğum eğitimi tekrar almanın dışında ctesi işe gelmenin sıkıntısı da var, sabah gidiyorum bir de ne göreyim, bankacılar kapıda kalmış, mutfak görevlisi açacak kapıyı ama ortalarda yok, sonra gerzek bir muhabbet dönüyor kızlar arasında onlar içinde facia bir eğitim ben zaten acı çekiyorum, neyze teyze geldi kapıyı açtı ama şifreyi yanlış girdi, zort zort alarm bağırıyor, tey tey bu sevdalar boşuna ley bu sevdalar boşunaaaaaaaaa, sabahın köründe bir de alarm dinledik. neyse 2. gün ıstırap dolu saatlerin sonuna geldik, malum eğitim sonunda memnuniyet anketi yapılır, bizde de yapıldı, sonuç ayşe teyzenin leke testi gibi, banka insanları tiksindi bizden:) 3 kişilik butik eğitim yapmayalım sizde araya sıkışın diyen teyze yüzünden araya kaynayamadık, gözü korkmuş insanların, alarm vb.

yetkinlikler belirlensin, yetkinlik seti, işe alım ona uygun alınsın, yetenek programları adil olsun, geriye kalan yeteneksizler ezilmesin ama liderlik eğitimi de verilmesin boşuna.
eğitimler haftasonu olmasın bak bu ileride işveren markası yaratmaya çalışırken çok işine yarar.

-baba bizim şirket şahane lan biz haftasonu eğitim yapmıyoruz, yılbaşında tatil yaptık diye telafi çalışması da yapmıyoruz, iş zamanı iş

falan desinler, şanın yürüsün.


26 Şubat 2013 Salı

"mülakat sonucu: olumsuz"

herhangi bir paket program kullanmıyorsanız, muhtemelen adayların görüşme bilgilerini excel'de tutuyorsunuz ya da o kadar şahane bir organizasyonsunuz ki, sözünüze itibar ediliyor ve geriye döndük hiç kimseye yazılı açıklama, bir kanıt niteliğinde doküman göstermek zorunda değilsiniz. aaaa über olurdu.,

işte bu yazının fon müziği pitbull-don't stop the party,

excel'de tuttuğunuz bu database!!de mülakat sonucu başlığı vardır Olumlu/Olumsuz

sonuç 1 farklı bir pozisyona yönlendir -kibar red formunda bir mektup/yine bekleriz, başka bahara
sonuç 2 aday dünyanın sonuna gelene kadar bu şirkette çalışamaz-kesin red, hayatta bışırılar canım

sıradaki şarkı maroon 5-one more night

bazı şirketler mülakat sürecinde şeffaftır bazıları değildir, telefonla olumsuz sonucu bildirenler olduğu gibi mülakat sürecini online sistemden takip edebildiğin şirketlerde var, reklamını yapalım mı?

ING'nin başvuru takip uygulaması var mesela.

görüşme sırasında adaya süreç ile bilgi veriyorum(z) sonuçta iş tanımından, şirketten, başına geleceklerden, imkanlardan, beklenenlerden, yöneticilerden bahsediyorken, kapatmadan önce hem pozisyon ile ilgili hem de farklı pozisyonlarda değerlendirme durumu ile ile bilgi verirken, arayışımın ne kadarlık bir zaman dilimini kapsadığını anlatmak boynumun borcu(oww yeahh). 2 hafta ya da 3 hafta 5 gün ne ise adaya açık bir şekilde anlatıyorum ve eğer herhangi bir freeze durumu varsa telefon ile bilgilendiriyorum, bankadayken toplu mail atmıştım adaylara süreç olumlu lakin bekliyoruz şeklinde o dönem çok zordu, denetime girmiştik ve son çeyrekte alımlar dondurulmuştu 250 aday patlamıştı elimizde ekip ile şaşkındık, neyse. bursa'da orta düzey bir yöneticiyi 3 aydır bekletiyorum ve güncel bilgi paylaşıyorum. kimse artistlik yapmasın, ben bu işi toplu işe alım'da yapıyorsam sen tek başına 3-4 pozisyon için yapmıyorsan eşeksin en basit tanımlama ile, çok net.
biz size döneriz klişesi yok olmalı artık, döneceksin tabi, dönmek zorundasın, sonra ikacıyım işe alımcıyım diye gezme, senin yüzünden işini iyi yapanlarda etiketleniyor. bir ik uzman ilanı 8 ay durmaz portalda 8 ay ne arıyorsun hacı? nasa'ya astronot mu? garanti'ye direktör mü, biraz özen gerekli azizim.
sonra okuyorum portallarda, vay efendim adaya dönmemişler, bilmem ne, ilanı kapatırken sevgili seyirciler ekran sorar, "emin misin?"," nereden kapandı bakiiim?", "donduruldu mu?"," sen bizi mi yiyon hacı?" çünkü bir idiota göre dizayn edilmiştir, raporlamada da kolaylık sağlar, sonra efendime söyleyeyim toplu cevaplama seçeneğin vardır. aday kriterine uymuyorsa işaretlersin hoppp, 2500 kişiye mail gider, yaşlıdır, sigara içiyordur, lise mezunudur, kadındır(bunların hepsi ayrımcılığa girer, mesela bir bankada ilanlar cinsiyetsiz yayınlanır ama hep erkek aday ile görüşülür ismini vermeyeyim de gizem oluşsun biraz) bunların hepsine mail gönderirsin, nasıl ki mülakat olumsuz için mail gönderiyorsun, görüşmediğin adaya karşı sorumlulukların vadır, marka değeri, işveren markası falan işte geri döneceksin adaya, kurumsal bir tavrın olsun.

bu nesil çocuklar duymasın'ı izleyip Meltem ikacı olduğu için ikacı olmadı!(buna niye sinirlendiysem allahın personelcisi:p)

6 ay sonra dönmezsin adaya ya da hiç bilgi vermeden süreci kapatmazsın ya da aday asistan mutfak görevlisi ile fısıldaşırken duymazsın, r we clear?

peki Adecco bu konuda ne yapıyor?

görüşmem direktör seviyesinde oldu, bir pozisyon ile ilgili firmaya da yönlendirildim, teoride sürecimiz devam ediyor. arabadayım bir telefon geliyor, telefon acı acı çalıyor:) neyse açıyorum Merhaba Coco ile görüşmek istiyorum, evet buyrunuzz,

-melaba, sizin iş arayışınız devam ediyor mu?
evet,
-e siz geçenlerde direktörümüzle görüşmüştünüz
evet,
-şimdi bir pozisyonumuz var iş arayışınız aktif di mi?
kiminle görüşüyorum ben(hani konuşuyorsun da deminden beri adecco'da 879 kadından birisin? hangisisin?)
-ben bıdı bıdı(yöneticilerden biri ama direktör değil)şimdi aslında (ne ara cv'm paylaşıldı ya da kafasında biri mi dikiliyor bilemiyorum ama sıçış yani, bak bak neler oldu)sizin o devam eden süreciniz olumsuz(dilini eşek arıları soksun kafanda hipopotamlar tepişsin inşalla) kalp krizi geçirdim arabayı çarptım:)
 kötü haber böyle mi verilir lan, size bir kötü bir de daha kötü haberimiz var:)
uhm
-iş arayışınız aktif mi?
....(iç ses: retarded galiba, senkron mu tutmuyor algı mı zayıf, dinleme konusunda mı sıkıntılı? aynı soruyu kaç defa daha soracak?)
evet aktif
-şimdi bizim çalıştığımız bir müşterimiz var bilgi teknolojileri danışmanlık.... yeri ebesinin örekesinde ve servisleri yok, ama işe alım yapacak bu kişi, ama yol ücreti veriyollar.
iç monolog devrede:
yaw arkadaş söylemeyeyim söylemeyeyim diyorum ama;

"tuvaletin gelsinde o adecco binasında boş tuvalet bulama, acil bir telefon görüşmende şarjın değil şarzın bitsin, dahi anlamındaki -de'leri bitişik yazasın, ismail yk şarkılarına konu olasın, yolda yürürken ayakkabının topuğu kırılsın, ayakkabının topuğu ibb'nin yaptırdığı arnavut kaldırıma takılsın kırılsın, orantısız bronzlaşasın inşalla, herkesi brezilya ülkeler toplantısına çağırsınlar da sana haber vermesinler, sahlep içerken dilin yansın, mocha diyeme starbucks'a gittiğinde mal gibi kal öyle mint sosu isteyeme, asansörde tek başınayken osur da ara katta binadaki platonik sevdiğin yakışıklı gelsin de o zaman gör!!!!
aaaaa, yok ben almayayım ya moleküler transportasyon henüz yok benim evde, astral seyahat yapmak da akbille mümkün değil biliyorsunuz, o nedenle "yokum diyor".

senin alternatif iş anlayışını sorgulayayım. özetle tabiisi de olumsuz görüşmelerimiz oldu hepimizin, kimse pışpışlamak durumunda değil adayı ama yani böyle verme haberi, bu hiç değil. maceralarının devamını bekliyorum.

better work better crue

*sanatının doruk noktası

I'm too pretty to work

muhteşem'i hatırlarsınız, benim ekip arkadaşım kendisine zaman zaman magnifisınt dediğimiz de olur, hikaye şu muhteşem yyüzyıl yayınlanmaya başladığı sıralar sabah maç ve dizi geyikleri yapılıyordu, muhteşem kendini önce dük ilan etti ya da baron ya da senatör öyle bir şey evet sonrasında ara dönemlerde muhteşem adını kullanır olduk. süper geyiklerimiz oldu, konuşmaya gerek kalmadan bakışlarla yarıldığımız ya da kodlarla anlaştığımız, böyle ekip dostlar başına, gerçi biri düştüğünde ona gülmek yerine önce elinizi uzatmanız gerekir şeklinde insani yorumlarımız 100 konuşmanın yaklaşık 3'ünde oldu, onun dışında ekip hep şahane, hep en iyi, hatta bu şirket berbat sadece ik iyi o da ik ekibinin hepsi değil öncelikle biz küçük işe alım tanrıları iyiyiz.

haftanın fotoğrafları temalı bir çalışmam var bir tutam tuhaflık, saçmalık, genellikle iş temalı bazen de
gündeme dair, bobileri çok severim, ender güvenlik duvarına takılmayan sitelerden olduğu için de kendimi şanslı hissediyorum, neyse hafta başında toplantılar öncesi keyfimiz yerine gelsin ya da haftasonunu iyi kapatalım amacı güdüyorum.

neşem etrafta bulunan herkese bulaşsın, sürekli gülelim.


evet plaza kölelerinin(cinsilatifolanlariçin) sabah uyanmada zorluk çekmeleri, bronz tenleri, makyajları, etekleri, 12 punto ayakkabıları, fönlü saçları vs.

böyle bir gerçek yok mudur sahi? tabiisi de herkes fönlü saçlar ya da french manikür ile dolaşmayacak ya da topuklu giymeyecek ama sakallarını aldır ya, tek kaş olayı yani olmuyor gibi sanki, naber yoldaş demek istemem sabah koridorda.
en kötüsü bu insanlar paylaşım, daha iyi bir dünya, eşit haklar diye çabalar dururken, üniversitede gazete satıp     ya da aktivist bir tavırla dünyayı kurtarmaya çalışırken, mezun olduktan sonra ekstra bir gelirleri olmadığı için karşısında durduğu yolda yürümek zorunda kalır. matematik bölümünden mezun olur ekonomik durumu iyi değildir formasyon alamaz ya da kpds midir pkds midir nedir o sınava girer(merak etme çok iyi biliyorum kısaltmaları ama bilmezden geliyorum/şakaklarıma kar mı yağmış?) baraj puanı geçemez ve sonrasında bir bankanın çağrı merkezinde agent olarak işe başlar. 120 arama ile ödüller alır, geri kazanımda mucizeler başarır sesi kısılır. performansı iyi olduğu için GM pozisyonlarına geçemez neden? bu arada kendi kendine soru sorup cevap veren insan modelinden tiksinirim ıyyyy. geçemez çünkü bankanın ona operasyon tarafında ihtiyacı vardır, zorlar, sürekli bir farenjit durumu, stres, odiyometrik rahatsızlıklar vb. stresini yönetemediği zamanlarda terfi dönemlerinde başka engeller de çıkar, ohhhh, al sana harika bir başarısızlık hikayesi.

bir zamanların sıkı solcusu en olmadık sistemde iş hayatına başlar hayatını 10 yıl bankaya verir, kıdem tazminatından vazgeçemez, o nedenle yeni tekliflere bakmaz, şube bankacılığında devam eder ve sonrasında uzun uğraşların bitiminde hafif tipini düzelttiği için biraz da iletişime önem vermeyi öğrendiğinden en fazla
yönetmen yardımcısı, 3 yıl  dişini sıkar ise yönetmen olacak, saçlar artık dalgalı değil, ama kırmızıya yakın kızıl, hiçbir zaman platin olmayacak, postallardan vazgeçti sayılır, vücudu güzel ama daha yeni yeni elbise giyiyor, topukluya yeni başladı, benimle dalga geçmeyin diye fırça çekiyor bize, değişim evet, o da değişti.olabildiğince solcu hep muhalefet, istiklal'de gösterilere katılıp yumruğunu havaya kaldırıyor, çocukların geleceği için fark yaratmayı hedefliyor, bankacı.

bir şube müdürü vardı tanıdığım, havalı iyi yerde yemek yer, iyi müzik dinler, 70'lerde 80'lerde aktif öğrenci kollarında, sonra liberalleşmiş hafif. bir gün anılarını anlatırken "ne yapayım solcuyum diye kötü müzik mi dinleyeyim?" dedi, bu da böyle bir anımdır.

bir adayım var koç üniveristesi'nden çağrı merkezinde çalışmak istiyor, ailesinde bir başarı hikayesi var, ablası ve abisi çm'de başlamışlar kariyerlerine ve biri şu anda yönetici bir diğeri ise direktörlüğe aday, aday ısrarcı, modeli almış kendisi de deneyecek çm'yi.



gelelim muhteşem'e, bu noktada bu fotoğraftan yola çıkarak, muhteşem bir msj attı sabah,

"Bu arada son facete paylastıgın fotoyu gorunce, üniversitede bakımsız lüle saçlı kızlara "kesin solcudur" diyişimiz geldi aklıma:) ı am too pretty to work :)"

çok uzun süre önce bu konuşmaları yaptık, bu kadınlar parka giyer, tabii bu sene parkaların havada uçuşması, haki renkli zara bluzları da bizim sohbetimizi besledi, yöneticimiz free friday'de haki giyiyor son 2 aydır.

*haki parka, kırmızı atkı, soğukta gazete satar,bazen ter kokar,  ritmi olmayan slogan atar, emperyalist düzenin yaptıklarını anlatır ve sen de istiklalin o hengamesinde hızlı adımlarla uzaklaşırsın ondan. i'm just a ordinary hero beyb.

ne diyor yavuz çetin;

platin saçlı karıların altında, grand cherokee, etiler ve boğaz hattı civarında gezer tozarlar.


ve dönüp dolaşıp 20li yaşların başında tükenmişlik sendromu yaşayan ve sahil kasabasına yerleşmeyi planlayan plaza kölelerine geliyor konu ever, bu bir azot döngüsü.

hepinize bir gülüşünüze dünyaları verecek bir ev arkadaşı(sevgili, karı,koca her neistiyorsanız, kedi ya da köpek değil ama) ve severek çalışacağınız bir iş bulmanızı diliyorum. umudunuzu kaybetmeyin, hayat her şeye rağmen güzel, ne ile mutlu olduğunuzu bulun sadece.


i'm too pretty to work :)

25 Şubat 2013 Pazartesi

Plaza dili ve edebiyatı

Search&selection: yani arama ve kurtarma, surveillance kurtarma ve gözleme, gözleme ve Susurluk ayranı. Olayımız şu beyler adayı alıyoruz başka biryere koyuyoruz, aldığımız yerde bir boşluk oluşuyor huooop oraya da search and selection, oldu mu sana azot döngüsü.

Onsayt ofis; outsource'un firma ile danışmanlık şirketi arasında kalması, o kadar futbolu dedem de biliyor.

Bu da banu için;

Talent yönetimi; şimdi biz hepimiz oyun oynuyoruz, bazıları daha iyi oynuyor mesela ekonomik, leb demeden nohut diyor falan, işte ona yetenek deniyor, geri kalan da pislik, maymun, sünepeeeee, uyuzzzzzzzz, evet ha bu arada o yeteneklere minik tanrıcıklar gibi davrandığından 1 o yetenek yetenek havuzunda boğulabiliyor çünkü ona 2. Bir ihtimalden bahsetmedin 2 o kadar boktan bir yöneticisin ve şirketin o kadar dandik ki talent ınızı elde tutamadınız. Owwww yeahhhhh

Günün sorusu;

Bugün 286 retarded işe alım uzmanı "buraya nasıl geldiniz?" diye sordu.

Cevap veriyorum; aşarak seyahat vasıtasıyla!

Üniforma ve konfor adına

Papa bile kıyafetten sıkılıp gittiyse THY crue ne yapsın o perdelerle

22 Şubat 2013 Cuma

Mail nasıl yazılır?

Bakın vitra ne yapmış:

*twitter'da @nilayabamor isimli kullanıcının görseli, aman sonra yanlışlık olmasın;)

İşe yeni başlayanların, jr seviyesindeki kardeşlerden bahsediyorum, konu kısmını boş bıraktıkları kendi kişisel tecrübelerinden biliyorum, mini mini birler bölgeye konusuz mailler atıyorlar, tövbe tanrıma.

Çok içli bir insanım

Koçluk konusunda pozitif ayrımcılığa karşı değilim,
Orta ve üst düzey yönetimde daha fazla kadın olsun istiyorum,
Kadın 3,5-4 çocuk doğurup evde çocuk baksın, böylece işsizlik sorunu kalmaz olsun istemiyorum
Kadın cinayete kurban gitsin ya da 37 yerinden bıçaklanmasın, koruma ile gezmesin, gece9'da ne işi var dışarıda diye ayıplanmasın,
Tek başına tatile gidebilsin,
Cam tavan etkisine maruz kalmasın, cam tavan yok deme hacı ağzını kırarım, kalbini kırarım,
Aslında olay erkek kadın olayı değil, olayı sindirebilme, silkinip kendine gelme, farkındalık olayı azizim.
Hayatı planladığından avantaj haline gelen konuları ile yönetici oluyorsa olsun, mobbing yapanlar!!!sümük adres sormaz umarım layığınızı bulursunuz.
TÜİK'in sayfasından bişi arakladım, buyrun, içinize sinsin!

Bakın ayrıca Selin Yetimoğlu'nun paylaştığı bir twit;
@SelinYetimoglu: İŞ KAZASINDA DA KADININ ADI YOK!: http://t.co/VwsyzVhOoU

İş kazası da olmasın, erkekler de bu nedenle ölmesin, hatta çok büyük tazminatlar ödensin, insan hayatı bu kadar ucuz olmamalı.

21 Şubat 2013 Perşembe

"Mesai" tiksindiğim bir kabile ismidir




mesai'ye kalmak sizin için sorun olmayacaktır diye düşünüyorum Coco? öyle değil mi?

Yer: İstanbul
Mevsim: Geçen Yaz
Pozisyon: misyoner(şaka lan şaka / işe alım yetkili teyzesi)

türkiye'nin gereksiz bankalarından birindeydi görüşmem, işe alımcı değil köle arıyordu, haftasonları da geliyoruz, haftanın 2 günü de 8'de çıkıyoruz, karşılığında öss yok, yol ve yemek var ama, utanmasa akbil verelim diyecekti(hoş gerçi artık akbil mi var? da)


BİRİ MEMELERE ÖZGÜRLÜK dedi de benim mi haberim yok???
Memeler yarıya kadar açık, sktr ya, nedir abi bu meme olayı, niye bu kadar açıyorlar olay nedir??

Bu anlattıklarım ışığında diyor, nasıl buluyorsunuz bu pozisyonu?

(Öncelikle anlattıklarının bok gibi olduğunu düşünüyorum, kusura bakma)

Mass alımda olur öyle şeyler diyorum, alışkınım, ama eşek çamura kaç defa batar? Ben işimi zamanında yapmaktan hoşlanırım diyorum, benim tırzım bu, (olayları daha sonra muhteşem'e anlattığım da coco ve mesai diyor.) bence bu harika diyorum, bu iş tam bana göre, acayip malzeme çıkar.
Kişi başına düşen pozisyon sayısı 40 diyor, yanlış mı duydum? Oldukça da doğal bir şey gibi söylüyor, oğlum bunlar bu işin harbiden pirileri. Vay anam, suyundan da koy.
Hangi pozisyonlarda alım yaptınız diyor sayıyorum futbolcü, gazinocular kralı, milli golfçü, Arap milyarder, Petrolcü, banker, kredi kartı satışcısı ... 22 pozisyon saydım ve finansal raporlama konusunda az sayıda mülakat tecrübesi dedi yüksek sesle bir yandan not alırken. R U fucking crazy? Kapa şu memelerini ya midem bulandı, zaten buzunu çekiştirip duruyo, bilgi'deki koordinatör teyze gibi, giymiş atleti yazın o sıcağında memeleri sığdırmaya çalışıyordu bir yandan ağzında sakız cakcak ya bu teyzeleri para ile falan mı veriyorlar, işveren değil memeveren.

Soru var mı dedi? Kaç kişisiniz siz yeaa? dedim, uygun bir dille, süreci falan sormadım, o kadar pozisyona üretim bandı olsa cortlar, zaten kime sorsam oranın ikası like a hell diyor.

I said Good day deyip önce kahve içmek için toto'ya gittim, oradan da dönüş.

Bu da böyle bir anımdı.

P.s. İşte bunlar hep seks, ben de isterim mesaiye kalayım, mesai ücreti alayım ama vermiyorlar beni kötü kalpli olmak zorunda bırakıyorlar.













20 Şubat 2013 Çarşamba

Marketingmannen - Heineken: The Candidate





*muhteşem olmuş, gözlerim doldu, stadyum dolusu insan coşkusu hep duygulandırır beni:)

işe alımcının manifestosu/ya bi git dediğinizi duyar gibiyim



  • asistan, iyi bir asistan hayat kurtarır, asistanlarını çocukların gibi sev, ne diyor bak sun tzu; "Regard your soldiers as your children, and they will follow you into the deepest valleys; look upon them as your own beloved sons, and they will stand by you even unto death."
  • asistan-researcher ayrımın olsun, asistan resarcher değildir, olabilir ama değildir, o nedenle uygun olmayan cv'lerin karşına çıkması muhtemel,
  • gelişime açık ol, yön ver, yönlendir, lead et! bir şeyler öğret ekibine, boru değil.
  • ASİSTAN! aday arandığında öncelikle ismi ile ona hitap et/honkurtma(yani ciddi bir telefon görüşmesi yapacakken, içtiğin şey burnundan gelmesi ya da telefona doğru nihohaha diye gülmen ve genzinden domuzcuk benzeri sesler çıkması/ sonra kendini tanıt ey asistan, çünkü bazen arkadaşları telefona bakıyor, adayın iş arama sürecinden haberlerinin olması gerekmez.
  • sonra müsait mi bir sor, eğer insan kaynakları zirvesindeyse, meşgul tonu verdiğinde 10 sn. içerisinde tekrar arama, aynı güne ya da ertesi güne mülakata davet etmeye zorlama,
  • yöneticinden alternatif saat ve gün bilgisi al ve 8 defa aramak zorunda kalma adayı,
  • eğer adaya veritabanı ya da referans yolu ile ulaştıysan, o sana "ben ilanınıza başvurmadım yeaaaaa" dediğinde  kibar bir şekilde veritabanı açıklamasını yap,
  • yöneticin ya da bağlı olduğun sr.danışman ya da yetkili herneyse artık zaman konusundaki halini göz önünde bulundurarak adaya görüşmenin ne kadar süreceğini bildir ve de test falan envanter vb. olacaksa adayı bilgilendir.
  • ve cici bir insan ol, çizgini kaybetme, sen ikacısın büyük düşün!!!!
  • offlamaaaa, pofflamaaa, kötü enerjiden uzak dur, söylenme, virvirvirvirvir hiç gerek yok,
  • alanından ya da işinden memnun değilsen hemen iş aramaya başla,
  • telefonu yerleştirmeden yani kapandığından tam emin olmadan adayın arkasından konuşma,
  • masan düzenli olsun lütfen, bir de iş takibi kavramı var, isim hafızan iyi değil ise not al, post-itler var negzel, sevdim seni asistan aferin, hep böyle uyanık ol.
  • ekip arkadaşlarını kolla, gerçi iş dünyasında zordur, türlü bizans  oyunları, projenin üzerine yatmalar vb. vardır ama, açık iletişim be openminded bebeğim, karma is a bitchu know, bak bana pislik yapanların başına neler geldiiiiii.
  • yani ekip candır, mutlu bir ekipte çalışıyorsan sen de mutlu olursun, enerji pompalarsın her yere, yaşasın çiçek çocuklar
  • zamanını iyi kullan ve mesaiye kalma reca ederim, ay ne sıkıcıdır öyle measi falan, ben çok çalışıyorumlar bilmem ne, işte iş evde ev
  • geribildirim ver geribildirim al, yoksa mazallah suni teneffüs olayına girersin feci,
  • gündemi takip et,
  • mülakata hazırlan, pozisyona iyi çalış, şirketi tanı, güzel sorular sor," neden biz?" nedir ya, senin beyin damarların mı tıkanmış, papağan mısın?? microsoft soruları sor demiyorum sana ama başvurmadığım ilana davet ettiğinde neden biz deme senin ben... diye üzerine yürürler.
  • çiçek ol, invisible ol, biri sınırlarını zorladığında uzay boşluğunda salınıyormuşcasına sakin olmaya çalış,
  • ofis aşkları için red alert, dikkatli ol,
  • referans araştırmasını iyi yap, banka için bakıyorsan zaten bir de KKB olacak,
  • iç müşteri ve dış müşteri ilişki yönetimi çok önemli,
  • burcucum çok hoş çıkmışsın gibi iltifatları unutma.
  • proje bazlı çalışıyorsan sözleşmeni iyi oku, görev tanımına iyi bak, 
  • başarmak hiç bir şeyin yarısı değildir, motivasyonun için çaba göster, asansörde gülümseme egzersizi yap, dik dur.
  • teklifi yap bekle, ben düşüneyim bir diyorsa %67 adayı kaybetme ihtimalin var, hazırlıklı ol.
  • networkünün genişliğinden bahsetmiyorum bile.
  • bir pozisyon uğruna yarab ne güneşler batıyor.
buralar hep ikacı dolacak.

yoruldum ben.


smile:)

hadi öperler.

Doğum günü mesajı

Şirketlerin Doğum Günü hediyeleri ve uygulamaları üzerine daha önce yüzlerce şey yazıldı.
Doğum günü izni vermeyen şirketlerin Siri ciddiliğinde olduğunu düşünürken onun kadar sevimli olmadıklarını söyleyebilirim evet. Hem izin verince maliyet olarak görmüyorlar değil mi? Haftanın diğer günleri telafi etmiyorlar mı canım?

Bugün doğanların hepsi iyi ki doğmuş.

19 Şubat 2013 Salı

Plaza dili ve edebiyatı

Rigid olmak:sertlik, esnememek, uykuyu iyi almak

Flexible olmak: esnek çalışma saatleri bana koymamak, outsource olarak ben var her işi yapmak, fotokopi çekmek, aday davet etmek bittabi sen o arada trendyol dan mağaza bakabilirsin.

Switchlemek: ah bu favorim, ik zirvesin'de sunucu bir abla vardı o kullandı da bir serinlik geldi, banu çakar plaza tiplerinden ve dillerinden sevgi ile söz eder:)) yani senden elektrik alamıyorum.

Bugünlük bu kadar,

Hadi öperler,

Coco

17 Şubat 2013 Pazar

Yabancı dili Türkçe

Yanlış hatırlamıyorsam
Atıyorum
Sallıyorum
Ayıptır söylemesi
Belki inanmayacaksın
Ama( her ama bir ayrılık değil midir?)

Bunlar bir cümleye başladığında olumsuz etki yaratan ifadeler bir de liseli ergen gibi görünmeni sağlayanlar var;

Kesinlikle
Yane
Bışırılı
Kızaaammmmm


Benim dedelerim edebiyatçı, hobaaaaaa, bugün Leyla il Mecnun günü, hadi öperler.

Pazartesimiz hayra gelsin.


Mutlu pazartesiler

Herkese enerjik ve harikulade biröpazartesi ve devamında hafta diliyorum, oldu mu?

Fotoğraflarla ik zirvesi 2013

MCT' nin düzenlemiş olduğu İK Zirvesi 2013

güneşli bir güne uyanıp trafiğe takılmamak adına ayrı özen gösterilen bir gün.

Havalı bir açılış, 

heyecanlı sunucu arkadaşlar :)))



Ben nesli/ Amerikalı yetkili bir teyze




Yochai, turtleneck  ile steve jobs'u hatırlattı, sıkmayan bir konuşmacı





Dik Veenman ve Kursty Groves, ilham veren ofis ortamları, be cool 





Kilt giyinen seksi adamlar, braveheart'tan bir kuple canlandırılan(kuple denmez ona gayet biliyorum) ve enerjik bir sunum daha


Yusuf Azoz ve İstatistikçi Amca, araştırma güzel ama örneklem sınırlı dolayısıyla standart sapmalar ve olayın gelenekselleşmesi beklenen, oldukça iyi denebilir yine de.


Mehmet Namık Aydın; iyi hoş, bazı yöneticilerin işine gelmeyen konulara değindi, tespitler doğru, çabalar ilham verici, iyi ki tanıdım.


hele heleeeeee, onun için ayrı bir bölüm olacak, salonda çıt çıkmadı onu izlerken, kirli sakalla değişik bir havası var muhafazakar mı bu adam ne iş dedim ilk gördüğüm de iç monolog hep devrede onu bilmeyen mi var? neyse o kadar etkilendim ki 2. gün soluğu Haliç'te aldım MNA ile beraber bir sunumu vardı ve allahtan eski ekip arkadaşlarım önlerden yer ayırmıştı da ayakta kalmadan rahat rahat izledim.



kapanış ve istiklal marşı,
aaa Elif Şafak değişik bir seçim.


genel olarak bışırılı bir organizasyondu demek mümkün, enerji, iletişim, dünya barışı, yöneticiye rağmen çalışma, huzur, potansiyel, hatalar yapabilmek ve onlarla yaşamak, farkında olmak, evet.


15 Şubat 2013 Cuma

Dur kendime "İK PRENSESİ" diyeyim de hep birlikte gülelim

İstanbul soğuk, önümüzdeki 2 hafta boyunca da bu şekil olacakmış.

Son 2 günü zirve'de geçirdim, sonrasında tanımlayacağım kelime harikulade, 2 günü dolu dolu yaşadım, yeni yüzler yeni kavramlar, bol gözlem, kendine dönüş, enerji, zirve ikacıların noeli dedim, öyleydi de, yıllardır katılanlar, ilk kez gelenler, x kuşağı y kuşağı, yetkili amcalar, teyzeler, ablalar, eski ekip arkadaşları tam bir Hall of Fame. 

Sosyal medyada etki konusunda kafamda soru işaretleri oluştu, tweet sayısı o kadar da yüksek değildi belki de blogger veya zirve amelesi sayısı azdı, bir ara oturmaya mı geldik diye sormak istedim, ama salon kadını kimliğim baskıları şükür, ele güne karşı rezil olmaktan son anda kurtuldum.

İlan ediyorum, topuklu ayakkabılarım ile oradan oraya koşturmak ertesi gün pelte gibi olmak dışında bir sıkıntı yok;) provokasyona hazırım. İk 2014'ün zirve teması Provokatik olacak, femen de gelir mi acaba???

Yıldız Tarihi Aralık 2007 Izy'nin doğum günü partisindeyiz her yıl düzenli olarak, Marmara'nın tüm gıbışları orada, Izy'nin gizli ajandasında beni arkadaşlarından biri ile tanıştırmak var Saltuk ile olmayacağını söyledim o da ava çıktı elbette, tanıştırırken 'Trev, bu Coco, kendisi İK Prensesi" diyor. Mmmhhhhh okeay prenseslik olayını başkaları da bilebilir. 6 yıl sonra buradayız, izninizle unvanımı kullanmaya devam edeceğim. 

P.S. Cumanız hayra gelsin demeyi unuttum bu sabah, iyi hafta sonları canım. Dışarı çıkmayın bu hafta sonu, dolaplarınızı düzenleyin, zirvede şıkır şıkır dolandıktan sonra eve gidin domestic takılın, poğaça- börek yapın, hata yapın hafta sonu, hata candır, prensesler de hata yapar.


Kendimi Bilge'nin yanındaki aydınlanmaya çalışan çekirge gibi hissediyorum, i love turuncu.
Always yours,
Coco
(Your Highness/İK Prensesi ya da Princess of Dark Side da diyebilirsiniz)



15 Şubat

sevgilisi olmayıp da günü zirve ile, iş ile, eğitim ile düş ile geçirenlerin dışında,

sevgilisi olup da hammaddesi tahta olanlar için gelsin bu,



Blogger şapkam ile İK Zirvesi / ENERJİYİ YARATANLAR : HAREKET DÖNÜŞÜM GÜÇ

MCT'ye blogger davetleri için teşekkürler!!! Davetiyeler medya evi tarafından gönderildi bu yıl, bloggerlara, sosyal medya-okurayazarlarına olan bu pozitif yaklaşımları umut vaad ediyor.

Konu ile bağımsız olarak Peryön de bloggerlar için davetiye gönderiyor.

HR Dergi'nin durumu ise biraz farklı, kızgın bir sosyal medya yöneticisi var, tek cümlelik cevaplar ile monoton cevaplar vermekte, hayır no blogger!!

Evet teması enerjiyi yaratanlar olan zirve derli toplu, Türk usulü hafif gecikmeli, sarkmalı ve de oldukça keyifli idi.

Karşılama ekibi güleryüzlü, yardımcı, vestiyer servisi hızlı, yemekler şahane, atıştırmalıklar güzel, Finansbank ekibi ise asık suratlıydı, evet bence işlerini severek yapmıyorlar, başarı hikayeleri anlatılabilir kendileri hakkında ama zirvenin en bayık en asık suratlı ekibiydi finansbank ekibi.

Engelsiz kariyer'de oradaydı, zeytin ürünleri satanlar, tony buzan imza günü ile jti ekibi, son anda takılan aynaları ile assesment systems, dergi kapağı fotoğrafları ile Secretcv ekibi, insana saygı ödülü ile kariyer.net ve diğerleri...

Türk konuşmacıların bazılarını ayrı tutar isek ruhsuz bir astroloji ve iş dünyası ile ilgili sunum izledim, binnur zaimler iyiydi de sunumu kötüydü,sabah sabah hafif makyaj nasılda güzelmiş, hanimiş... Seda Kayrak Kızıltan ruhunu kaybetmiş gibiydi, Elif Büyükak Kunter, aman tanrım tam plaza ağzı, Asena Yalınız donuk coşkusunu ormanda kaybetmiş gibiydi.

Kullanılan Türkçe oldukça iyiydi 2 kelime var duyduğum biri Elif şafak davetinde onu. "Presences"ı şeklinde anlatmaya çalışan yetkili sunucu abla(Didem), diğeri de sosyalikteki yayık konuşan ablanın switclemek'i dışında Absürd bir şey duymadım.

Kapanış Elif Şafak'tan geldi, tuhaf bir dinginliği var, Bilge tavrı ok lakin enerji kavramı içersinde biraz uzak bir seçim gibi, herkes hayranı gibi olduğundan tırnak içinde "son kitabının AŞK olduğunu" söyleyen bile çıktı, sorular çok kişiseldi, hayranlığı anlıyorum ama kafamda soru işaretleri var, SERHAT' ı ayrı tutuyorum o zaten "biliyorum çok gencim" diyerek hepimizi gülümsetmeyi başardı. Varlığı ile şenlendirdi yine de.

Eski çalışma arkadaşlarımı, bazı yöneticilerimi görmek iyi geldi, mini tablet şeklinde tasarlanan minimum 20 dakikalık konuşmalar ilham verdi, 2.gün sunumlarının bazıları kavramsal kaldı ve doyurucu olmadı, bazı katılımcılar memnun kalmadı, bazıları rutine binmiş ziyaretlerini gerçekleştirdi, bazı bloggerlar sıkıldı, bana gelince ben büyük mutluluk yaşadım.

Ekipler halinde katılanlar için bence en iyi çözüm tek başına hareket etmeleri, farklı kişileri tanıyıp, komün halinde gezmekten vazgeçmek gerek. Dialog ve network şansı var, tanıyın, sevin.

Tony buzan sordu aranızda artist var mı? El kaldırdım, tabisi dedim, benim dedelerimin dedeleri artist, salonda tek artist olmanın gururunu yaşadım, tek şair değildim ama:) imza sırasında da konuştuk bu konuyu, tebrik etti, sağol panpa dedim, gözümsün.

Ayrıca dans ettik, baloncuk üfledik, body instrument olayına duhul eyledik.

Bir bloggerın gözünden İK Zirvesi bitti.


Coco,

O son mandalinayı yemeyecektik.

13 Şubat 2013 Çarşamba

14 Şubat 2013 ik zirvesi

Tüm dünyada 1 milyar kadın dans edecek/ ediyor olacak, dolayısıyla ben de yarın dans edeceğim zumba. Topuklu ayakkabılara gelmeyin dediler giyip Nikelarımı gidesim var ağalar.

Ya da Amerikan romantik filmine bağlayıp ya da brother and sisters taki gibi ayakkabıları çıkarıp sabahın 9unda dans ederim var. Owww bebeğim şahane romantiksin, zirveye çıktıkça oksijen azalıyor, k2 ye çıkan bilir:)


Yarın ve yarından sonraki günlerde paylaşmaya devam edeceğim.

Always yours Coco,

13 Şubat 2013 ik zirvesi

Sabah biraz erken gittim hazırlıklar tamamlanmamıştı, bir zirveye nasıl hazırlanılıyor bizzat görme şansım oldu. Kayıt yaptırdım, vestiyere uğradım, sonrasında hoşgeldin çantamı alıp alemlere aktım, ik dünyası beni bekliyordu.

Hoş bir açılış gösterisi sırasında yoğun bir gündemle devam etti, belirli bir eksende ilerleyiş benzer şeyler bir o kadar da farklı konularda bahsettiler konuşmacılar. Yine de bir uyum söz konusu idi.

20 dakikalık bölümlerde tadımlık sunumlar izledik, sunucular da oldukça heyecanlı ve enerjikti:)

Sürprizlerle dolu bir güne şahitlik ettik.

Birkaç fotoğraf paylaşıyorum.
Kapanış çikolata ile:)


Buralar hep ikacı doldu, yani başımıza bir şey gelse memleketin en ünlü ikacıları:))))















11 Şubat 2013 Pazartesi

Amadeus-çok fazla nota var





bugün ki halim bir kaybedenler kulübü tribidir.

bu videoyu derli toplu bir sunum hazırlayıp sonrasında yöneticisi tarafından katledilen tüm çalışan çinli çocuk işçilere adıyorum.

Amadeus filmini izlemediyseniz şiddetle tavsiye ediyorum, Salieri'nin çaresiz kıskançlığını, tanrı  ile savaşını ve dehayı izleriz, oscarlıdır, izlenesidir, bir başyapıttır. son dönemleri iç acıtır, requiem'i yazışı, mezar sahnesinde lacrima çalar içim acır.

velhasıl kelam, yetenekleri kaybetmemek lazım, zaten şimdilerde sorunumuz organizasyondaki yeteneği tutmak değil mi?


Kronikler; değişime direnç

Yıl 2006 falan o derece eski bir hikaye

iki noktaların devamında gelecek bu hikaye, şu anda hazirandayız, neredeyse son haftasındayız..

ilginç cumalardan biriydi ben bu atraksiyonu 13.cuma da bekliyordum ama 1 hafta gecikti.

stresli sayılabilecek bir işim var, sabahları 7'de güne başlıyorum, uyanıp kendime gelmem, hazırlanmam haberleri izlemem için 30 dakikam oluyor saçlarımı yıkamam gerekiyorsa bu saati geriye alıyoruz ki bu bir azap, serviste kalitesiz bir uyku sonrasında 8 gibi ofiste oluyoruz, 9 a kadar ne kadar gereksiz bilgi ve telefon varsa geliyor, sayısız uyarıcaya maruz kalmanın verdiği gerginlik haftanın ilk sabahını dolaylı olarak da diğer günlerini etkiliyor minikbir butterfly effect olayı..


Bugün Okan'ın doğum günüsü kutlu olsun. Okan benim çok yakın arkadaşım, sivri dilli yemek konusunda bir yağız izgül kadar yorum yapar, iyi de yemek yapar, üniversiten arkadaşım ve kendisi turizmci, en büyük keyfimiz okuldakileri çekiştirmek, yıllar sonra kim nerede, benim eski sevgilimin mağara adamlığı onun eski sevgilisinin ülkeyi terkedip Washington'a yerleşmesi hostes olması vb. Okan' a başıma gelenleri anlatıyorum emesende;

OKAN: wuhuu çılgın türk
coco: alayına gider dedim, cocolar ölmez
OKAN: bir milli zafer daha
OKAN: tebrik ederim kankam
kendi kendimize ötüyoruz, ama sonra yusuf yusuf, özgüveninden dolayı kutluyorum ve seninle gurur duyuyorum hemde sabah sabah( o zamanlar Okan kendi şirketini kurmamıştı, minyonların sevgilisiydi, artık milyonların sevgilisi)
******

Toplantı salonu; ilk beni alıyorlar, zaten projeye ilk seçilende bendim.

gayet sevimli bir maske ile surat ifadeside diyebiliriz takınmış benden 3 yaş büyük bir bağyan var karşımda, bu maske olayını iş hayatında olanlar bilir, kitleme vaziyeti olduğunda aslansın, kaplansın seni kesseler acımaz diye girilir konuya... ciddi işler yapıyoruz, daha ciddi, önem dikkat gerektiren özel bir proje bu seferki dedi. insan beyni hızlı çalışır nanosaniyede farklı konular üzerinde yorum yapabiliyorsun lakin aynı beyni faideli şeylerde kullanmıyorsun ki bu başka bir başlıkta incelenecek rahat ol sana artık bir şey demiyorum.

ne sanıyordu bilmiyorum bundan 2 yıl kadar önceydi beni çok kızdıran bir yöneticim vardı kendisine normal insanların ayküsü 90 benimki 132 sence bu konuyu anlayamama durumum ne olur dediğimde bel bel bakmıştı, yine aynı şeyi söylemek istiyordum ama bu sefer bekledim, çünkü dinlemek çok önemlidir, insanların sözünü bitirmesine özen göstermek gerekir, bir danışmanlık firmasında çalıştım bir ara, günde onlarca telefon geliyordu demek isterim ama abartmış olurdum çünkü yüzlerceydi bazen 1000'lerle ifade edilebilirdi, bir değerlendirme merkeziydik kalabalık, hatun yoğun bir organizasyon, herkesin regl dönemi birbirine bağlanıyor, zannedersin klinikteyiz, deli hastanesi kara mizah, neyse orada bir kadın vardı ona verdiğim bu cevabı vermek önemliydi biraz öncede belirttiğim üzere.
o aralar heyecanlıydım, bir an önce asıl konuya gelinmesini beklemek zor geliyordu, laf sokardım, sivridilliydim, kalemim keskindi heaa sözlüktende o nedenle atıldım:). gizlilik hayati önem taşırdı, hatta bir arkadaşım vardı onunla bu yüzden aramız bozuldu, tutamadı çenesini, yıllardır görüşmeyiz. hatırlarsın belki anlatmıştım, işinde çok iyi ama etik'te başarısız tiplerdi..

dinledim nitekim, dinledim, gayet sevimli bir şekilde bana neler olacağını anlatıyordu, yalnız unuttuğu bir konu vardı, bir insanın doğru ya da yalan söylediği tasarladığı göz hareketlerinin sağa veya sola hareket etmesiyle değerlendirilebilir, yalan söylerken ayak parmaklarının ucu yukarı kalkar, farkedilmeden mimikler oluşur.. bu çok müstesna insan ilk günden beri iyi anlaştığım neşeli hayat dolu, gerektiğinde şebekleşebilen bir tipti ama bana bunu yapması hoş değildi.

*************
ara veriyorum,


Edy diye bir arkadaşım vardı eski ofisimde, kendisi hayata yaşa felsefesiyle dünyayı değiştiremediğinde kendi küçük dünyasını değiştirip gerçekten dünya turuna çıkmıştı. o farketmiş onlarla yaptığımız toplantılarda 1 yıl boyunca ben hangi aydaysak yani kaç aydır oradaysak arkadaşlar 5 aydır burdayız HİÇ HOŞ DEĞİL, 6 aydır burdayız HHD, 10 aydır burdayız HHD, ya bir yıl oldu 1 sistem 1 yılda oturmaz mı? HHD demiş durmuşum bunu farkettiğimiz gün çok gülmüştük, ne güzel en azından başka bir şey dememişim Hiç Hoş Değil----- boncuk bunu bir gün toplantıda ajandasına yazıp yanınada çiçekler çizmişti daha sonra onu
taradı ve masaüstü arkaplan olarak yapıştırdı minik ama sevimli bir detay..ha bu arada eda ik yı komple bırakıp güneyde bir bar açtı:) çantasında giyilmiş çorapla gezerdi isabet oldu:)

*************

söyleyecekleri ana hatlarıyla buydu, diğerlerinden önce benimle paylaşmak istemişti, aman da ne güzel zaten hep böyle olmuştu, okulda da ilk hep bana söylenirdi, evde de hep bana söylenirdi, iş hayatında da aksamadı, demek önce benimle paylaşmak istedi amanda hanimiş hanimiş:

içses: içindeki orospu çocuğu devrede mi coco

içses: Devrede devrede(rahat ol sen ben birazdan seni kaydırıcam)

ben:şimdi durum şu anlıyorum, sizin için önemli bir konu, lakin bu iş temiz ve sessiz olmalı, bu konuda hassas olmanız konusunda sizi uyarmıştım, sizinle paylaşmak istediğim bir konu var, bu plan sizin kurallarınızla uygulanırsa görmüş olduğunuz 4 şehirde 6 noktada 16 raporda size hata olarak geri dönecek. (bkz: türk yöneticilerindeki analitik zeka geriliği)

zorro:ama bu işi senin istediğin gibi yapamayız, işler çok ağır sıkıldılar..

ben:ben de bunu diyorum, o yüzden o değişkenleri sarsmayın, zira bu kadarı bana yeter, ağrısız bir son için buraya kadar diyelim, mutsuz olmak istemem, benim için kim ne yapmış, ayağımı kaydırmak kime ne gerek, ayna misali yanımdakini kendim gibi görmek isteme kendi şanımdandır, profesyonel olun bu iş burada bitsin.bunu şımarıklık olarak almayın reca ederim, bu konuda marka olanla çalışmak herkesin hakkı ama benimle çalışmak istiyorsanız şartları kabul etmelisiniz. konu ücret, makam vesair değil, mutsuz geldiğim sabahların sonucunda uzun vadeli başarısız yatırım planınızın günah keçisi ben olmayacağım, öngörü diye buna denir. Bilmem anlatabiliyor muyum? kimin ne olduğunu gün batmadan göreceğim, daha öncede gördüm, hayat benim için bir hayal kırıklığı çukuruydu gençliğimde.. önümü göremediğim bir tünele ihtiyacım yok, zira saçlar beyazlamaya başladı.

zorro:peki o zaman bir bakalım, dediğin gibi bir şey sözkonusu değil,

(İçses:adamın ağzına böyle sıçarlar paşam, alooo, getirmişler lise mezunu öküzü, bu torpil sisteminin ta içine, konuya bak işe göre insan bulma lüksüm yok, bıkbıkbık, seni yönetici yapan zihniyetin beyin loplarının ikisine de ayrı ayrı..)

evde doğdum ben biraz da ondan galiba, yoksa niye diğer insanlar gibi koyun sürüsüne katılmayayım? benim onlardan farkım ne?


çok kadim dostum söylemişti bana o zaman lisedeydim o çalışıyordu büyüktü benden arkadaşlık başka, dostluk başka, iş bambaşka.

P.s. Görüyorsunuz, küçükken heyecanlı bir tiptim;) bulunca paylaşayım dedim.

Şimdi olsa... Şimdi olmaz hacı işim belli, birşey dediklerinde outsourceum ben sözleşmede böyle madde yok diyorum, erdal bakkal gibi, böyle bir şey söylenmedi iskender diyorum. Ya, şirkettekilerin maaş zamlarının iletildiği zarfları niye ben düzenleyeyim ki? Haksızsam haksızsın de. Benim işim işe alım, zarf yerleştirmek değil, sicil dosyası kontrolünde yardımcı olmuştum ki...






10 Şubat 2013 Pazar

Harika linkedin profilleri

Geçtiğimiz haftalardan birinde twitterda ikacı dostlarıma yaptığımız geyiklerde geçiyordu,

Linkedin'in doğru kullanımı, reklam verme, eğitim daveti atma, kandil kutlama mesajları vb.

Bugün Hayati Arpacı çok güzel bir fotoğraf paylaştı, yapıştırmadan edemeyeceğim.

Karşınızda iyi bir insan, fake olabilir olmayabilir de, sakal yakışmış hacı

9 Şubat 2013 Cumartesi

İlan klişesi

Kodumu okuyayım iş tanımı diye? Biraz özen, copy paste in hastasıyım,

Şimdi sen bu iş ilanı ile ik departmanın var uzmanlarımda dikkatlidir diyorsun ya, sence ilan olmuş mu? Otomotiv sektöründe lider, he anam oldu, kesin lidersindir, Türkçe de yabancı dilin.

hastag'im ilana gel olacak, sim yok kısmına takılmayalım lütfen

8 Şubat 2013 Cuma

Öküzlemesine dalmak/ a be kaynana naptın bize?

Politik olarak doğru olan kavramı politically correct bizde yani Türklerde zor

Engelli demez sakat der, özürlü der mesela,

Yakışıklı değil ama sempatik,
Yani durumsal olacaksın, ağzın yüzün oynamayacak, kızlara cici oğlanlara süpper diyeceksin. Sadece elbiseler ile ilgili iltifatlarda olmuyor o iş.


Economic melt döneminde bir süre iş aramışlığım malumunuz.

O ara kilo aldım, sedanter stayla formu bünye aldığı kaloriyi yakmayınca olan hani

Bir aile toplantısında yengeden geldi muhteşem tespit kapıdan girdi, oturdu, "ay Cocooooo, kilo almışsın sen?" And somebody else's lover. Tüm gözler bana çevrildi, bu arada ilgi odağı olmaya bayılırım. Hayır gerizekalı dolabımdaki hiçbir şey olmuyor ve ben fark edemedim bunu, iyi ki söyledin, anlayamamıştım.

Sonra bir gün hediye almak durumundaydım yeni evli bir arkadaşıma, girdim mahalle arasında bir züccaciyeciye( ay yazarken daraldım) sonbahar mürdüm bir montum var üzerimde, yetkili teyze geliyor, birden gereksiz bir samimiyet ile ayayayayayay diye göbeğime doğru hamle yaptı "hamile misiniz, ya sanane acaba?

Sonra kuzenlerden biri evleniyor onun kına gecesi var, mejmuren gidiyorum, komşusunun kızı geliyor yazlıktan tanıyorum, evlendi hamile, bana doğru hamle yapıp "ayayayayayay coco bu da ne?"diye göbeğime elliyor, fak! Bölünerek çoğalamayacağımı bende biliyorum lakin Züleyha gerizekalısı bilmiyor a be kaynana naptın bize naptın bizeeeee diye kendimizden geçmişiz, tüm salon kadını kimliğim bir yanda kalmış domestic bir faaliyetteyken göbeğimi ellemek niye? Horizontally advenced, dedim hoop göbeğim atmaya devam ettim, Allah'ına yan bakar halde bıraktım onu..

Sonra bir gün çok kilo verdim, uzun süre beni görmeyen bir iş arkadaşım "ay hortlağa dönmüşsün" dedi, münasebetsiz, yaranılmıyor hiçbir şekilde zaten beyonce unda bacakları yamuk diyollar..

Bir arkadaşım rinoplasti operasyonu geçirdi, bu tür şeyleri kolay fark ederim dolayısıyla konuyu açana kadar herhangi bir şey söylemedim, o arada çıkıntının biri zıpladı "senin yüzüne nolmuş?" Yok canım ona öyle demezler, ona "bir hoşluk var sende" derler, ama gidince arkasından hiç bışırılı değil diyebilirsin. valla benim tarzım değil..Thy'den bir arkadaşım KABİN ekibinden, hani şu şirket demeye bayılanlardanın başına geldi bu olay.


Sonra bir gün, insülin direnci ekip arkadaşım vardı ziliş, onunla Plazamıza giriyoruz sınav mı yapacağız öyle bir şey, ben geçtim xrayden hemen ardımdan zilişde geçti alet öttü, güvenlik sordu hangisi öttü? Diğeri cevap verdi şişko olan

İnsanların insülin direnci olabilir, diyabet hastası olabilir, hamile olabilir , hamile olamayabilir, 10 çiftten 3'ünün üreme ile ilgili sıkıntı yaşadığını biliyor muydunuz? Bu konular öyle zort diye açılmaz. Herşey normal olmasına rağmen çocuk sahibi olamayan çiftler var, biraz incelik lütfen.

İnsanlar hassastır!

Mesela garanti çalışanlarına diyetisyen desteği sağlıyor, finansbank tabisi de gm personeline sunman de oyun odası ve de spor salonu var, ÖSS estetik operasyonları karşılamaz ama doktorla anlaşıp fatura ettirenler tanımaktayım.. Botoks karşılansın diyen arkadaşlarım var çalışan bağlılığı için işverenler duyun bu istekleri;)


Bu kadar, harun kolçak öpsün sizi,
Xoxx
Coco


7 Şubat 2013 Perşembe

Kurumsal hayattan kaçış

Domestic'in dibi olmak istiyorum

Evet kurumsal iş hayatı plaza insanının dilemması, 25 yaşında henüz evlenmiş çocuk yapma kararını vermeye çalışır ya da yapmıştır arada.

Büyük beklenti içinde,
Terfi almak, genç yaşta yönetici olmak, biraz dur düşün belki yöneticilik sana uygun değildir?
Çok bunaldığı dönemde alıp başını bir Ege kasabasına kaçmak ister. Klasik salaş bir kıyı Restaurant'ı, domatesini yetiştirme ve organik yaşam.

Gerçekten bunu yapabilecek misin? Dağın başında bir evde elektrik olmadan web erişimi olmadan? Bu genç yaşta bu tükenmişlik neden?

Çocuğu olan bazı arkadaşlarım ise bu ara hobi merkezi açma planları yapıyor ya da çocuk oyun merkezleri, networkünü kullanıp iş hayatının nimetlerinden faydalanarak adım atmayı, girişimcilik ruhunda var.
Hürriyet'te bir haber vardı teyzenin biri plaza hayatını bırakıp organik domateslere vermişti kendini adını da unuttum şimdi. Sevdiğin işi yapmak önemli.
Kendini gerçekleştirmek nasıl olacak? Maslow'u hatırla, terfi, eğitimler, egonı kime göstereceksin keçi memesine mi?
Tamam severek yapacaksan her sabah uyandığında bir nedenin olacaksa hayallerinin peşinden git.
En nihayetinde cırcır böcekleri kurbağalar vıraklarken bahçede gezmek, geceleri ateşböceği avına çıkmak, sabah 5te kabak çiçeği toplamak, domatesin yaprağını koklamak, köy ekmeği yemek güzel şey.
Ben henüz buraları bırakıp gidebilecek durumda değilim,
İstanbul kalabalık, evet, trafik var evet, şehir kültürü yok mirasa sahip çıkılmıyor evet, ama burada yaşamak şahane, bir klişe olarak Ankara'nın en güzel yanı İstanbul a dönmek, gitmesen de Boğaz'ın orada olduğunu bilmek ;)
Siz gidin, İstanbul bana kalsın, ama haftasonu gideceğim bir kütük eve hayır demem:))))


6 Şubat 2013 Çarşamba

Zirveye gidiyorum

MCT İK ZİRVESİ için davetiyem geldi, iyi oldu çok da güzel oldu. Bu zirveyi ikacıların noeli gibi düşünebiliriz:)


İk şemsiyesi, ik şapkası ve en sonunda ik kanadı/ bak bundan süper ofis bölümü olur West Wing gibi.

Neyse melek yatırımcı değilim ama büyüyünce olmak isterim, amca ben 30 yaşındayım ne büyümesi,
X kuşağı y kuşağı ile enerjiyi konuşacak bugün.

Evet hazırım, yochai kitabım hazır, kartlarım hazır, gözlüklerim hazır, ajandam yanımda, şahane bir İstanbul günü beni bekler, bol fotoğraf bol izlenim, 3 yaşından beri observerım ben.

Ay kim gelmiş kim gitmiş, kim şık kim rüküş, kim leopar giymiş kim kürk hayvan katliamına dur diyelim. Hashtaglerde bunlardan bahsedersem beni salondan atarlar mı acaba?

@K2

Always yours,


Coco

Kendime notlar

Ajı yok rocky

Harikulade işyeri isimleri



I'm going on an adventure

Coşku ne zaman yaşadın en son?
Bugün yaşadım ben,
Mutluluktan susadım,
Tükrük bezlerim kurudu o derece,
Sonra bu mutluluğumu iyi haberi herkesle paylaştım

I am legend diyebilmeli insan, yoksa bu halim iyi hava yüzünden mi, insan doğası ne tuhaf çikolata yerken mutlu kariyer ile ilgili karar alırken kararsız ve kasvetli.

Hah eski sevgilime de buradan suck it monkeys i'm goin' corporote diyorum liz lemon gibi monkeys çoğul oldu farkındayım.

Cuma günü bir toplantım var, umuyorum ki çok sempatik geçecek, uğurlu Nikelarımı giyeceğim bildiğiniz gibi eski ve turuncu, dün gidip baktım vepaya yok aynısından yoğğğğğğğğ

İş bu yazı keyfim ve kahyası için yazıldı,
İyi ki çok mutlu olsaymışım:)

5 Şubat 2013 Salı

Kafam karışık ağalar,

Koçum acil bir toplantı yapmak istiyor, normalde acil toplanmayız, hatta zirve öncesi mutlaka görüşelim dedi, haydi hayırlısı. Yazmayı düşünüyor musun dedi, yazıyorum yeaaa dedim, takılıyorum yani, annamadım, beni önce ofisine davet etti sonra öğle yemeği dedi,

Hollaleyyyy,

Yemekte eski ekiple buluştum, ay nasıl konularımız birikmiiişşşşş, yemek vasattı da sohbet şahane idi.

Bu yoğun salı gününü bitirmiş iken,
Hediyelerimi almışken,
Kötü haberler üst üste geliyor iken,
İndirimden Japon yeşil çay seti, kahvaltılık, pilates lastiği, peçetelik, ikeadan 6 renk alakasız ihtiyaç dışı peçete, market kısmından karides almak niye?
Bu aradaaaaaa, pinkberry e gittim bugün ahududulu bir karışım hazırladım, ya ahududuların içi küflüydü, siz naber ya, ölüm ortam güzel, çalışanlar civciv gibi ahududuların içi niye küflüydü?????
Nedeeennnnnnnnn,

Kafa boşaltma adına yapılacak şey mountain mood dinliyorum, kuşlar ötüyor, su sesi, kurbağa sesi, böyle burundan derin nefes alıyorum, gülümsüyorum ve,

işte sen gülüyorsun
ve beni daha geniş bir salona almış oluyorlar

Bir tür ofis hastalığı

Bilip de bilmezden gelme, owwwww yea

4 Şubat 2013 Pazartesi

Branch Manager

;)

Pazartesi

Mutlu pazartesiler diliyorum,

Severek gittiğiniz işler,
Dünya barışı,
Sağlıklı bir hayat,
Göbeklitepe'nin UNESCO listesine alınmasını,
Eğlenceli bir hafta,
Katıldığınız zirveler,
Keyifli sohbetler ve toplantılar.

Lodos var bugün ama olsun...

Mutlu pazartesiler

2 Şubat 2013 Cumartesi

white collar/beyaz yaka

yaptığım iş muhteşem insanları işe almak(beyaz yakalıları),

onlara yeni fırsatlar sunmak,

yeteneklerini değerlendirecekleri yeni şirketlerle onları buluşturmak,

danışmanlık pek keyifli, aynı zamanda zorlayıcı,

işe ilk başladığım yılları düşünüyorum o zaman daha kolaydı, bir satış ekibi müşteriler ile görüşür, işi geliştirir, sonrasında pozisyon bilgileri gelir ve çalışılır.

sonra işler getting ugly olmaya başladı, sanırım krizler ve sonrasında vampir bir sistem işlemeye başladı, işe alım danışmanları asıl işlerinin dışında müşteri görüşmelerine de gitmeye başladı, sonrasında bu hedefleri de oldu, müşteri ziyareti*pozisyon kapama*akbil:)

adecco'da bile işlerin değiştiğini duymuştum o zaman, manpower'da da hedefler abartılmıştı, hatta ranstad'da kariyer.net üzerinden cv görüntüleme sayısına kısıt getirilmişti.

bense bir işe alımcının ayrıca satış hedefinin olması konusuna pek sempati ile yaklaşmıyorum, tamam iç müşteriye bir noktada satış yapıyoruz, şirketi temsil  ediyoruz ama ayrıca bir satış hedefin ya da self motivated olayına girmek zorunda değil ik'cı. çalıştığın şirket seni mutlu etmeli, y kuşağı için biraz zorlayıcı bu söylediğim ama çalışan markası ön plana çıkıyor.

şimdi aklıma görüşmeye gittiğim danışmanlık firmaları geliyor, gelin tarihin tozlu sayfalarında gezinelim,

NBS, bostancı da ido iskelesine oldukça yakın bir yerde, yazlıktan gitmiştim o görüşme için, mülakata 2 danışman ile girmiştim ve bana neden ayrıldığımı sormuşlardı, maaş ödemelerinin düzensizliğinden söz etmiştim, kaç ay üst üste alamadığımı sordular 2 dedim, "sadece 2 mi?" dediler, Kaç ay daha beklemek gerekir anlamadım, biraz değişik gelmişlerdi o zamanlar.

ÇÖZÜM İnsan Kaynakları: pendik'te saçma sapan minicik bir şirket için yönlendirilmiştim, ama öncesinde bir apartman dairesinde konuşlanmış bu danışmanlık firmasının kapısından içeri girince karşılaştığım şahane kavrulmuş soğan kokusu ile hatırlayacağım. öğle yemeğine yakın bir saate davet edilmiştim, ve yemeğimizi burada yapıyoruz demişti bana yönetici...

Adecco, eski yapılanmasında levent'te görüşmem olmuştu, yine de profesyonel işler çıkar onlardan
bir banka için toplamda 7 görüşme ve sınav organizasyonu yapılmıştı:) şimdilerde genel müdürlükleri anadolu yakasında daha önce harbiye'delerdi.

can gülkesen, bu adam izmir'den gelmiş ataşehir civarında yerleşmiş, ofiste sigara içiyorlar o kadar profesyoneller

MY executive, muhteşem bir yer, akaretlerde, yardımcıları bir şey içmek ister misiniz sorusunun akabinde su deyince "memnuniyetle" cevabını veriyor:) Aslı Colley ile görüşmem olmuştu, şunu söyleyebilirim, görüşme sırasında kendinizi çok rahat hissediyorsunuz, pozisyon ile ilgili süreç olumlu sonuçlanmadı ama çok pozitif düşüncelerim hala var, manzarası da çok güzel ofislerinin, Aslı hanım'ı bu yıl çalıştığım projede tekrar gördüm çok da mutlu oldum.

DSG, komik bir yer, 2 kardeş galiba firma sahipleri, beni yanlış kardeşe yönlendirmişler, biz bayağı bir sohbet ettikten sonra "neden ilanımıza başvurdunuz?" dedi yetkili abi, ben de görüşmelerin klasiği bir cevap verdim "ben başvurmadım, siz çağırdınız." sonrasında önce özür diledi, sinirlendi, asistanı çağırdı, fırçaladı yanımda, sonra beni uğurlamak için hamle yaptı, ve beyaz rengin bana çok yakıştığını söyledi, diğer yetkili abinin yanına gittim.

FAS danışmanlık , yetkili bir teyze var orada, görüşmeleri ingilizce yapıyor ve bence çok mutsuz.

Royal Executve Search, bu firma ile ilgili hatırladığım maslaktaydı, bulunduğum oda ormana bakıyordu, şimdi o ormana sanırım ali ağaoğlu at binmeye gidiyor, neyse mobilyalar evet mobilyalar hem çok şaşaalıydı hem de çok büyüktü i mean huge

yapı koordinasyon merkezi, döküntü bir binada çalışıyorlar, cumartesi de çalışıyorlar, c u hell

danışmanlık şirketi değil ama bombadır bak bu SHAYA aynı anda aynı ekipten iki kişiyi çağırmışlardır bomba, bu iki aday iki şahane bahane uydurup izin aldılar ve maslakta buluştular, lobide:)

ranstad, görüşmeye davet eder ama süreç hakkında bilgi vermez, en azından bana bilgi vermedi,

manpower, çok ilgili, sevgi pıtırcığı çalışanlara sahip, döner, bilgi verir, alternatif sunar, secret cv'nin müşteri ilişkileri ekibi gibi çok ilgilidirler.

daha anlatabilmem için kronikleri karıştırmam gerek,

to be continued diyeyim...


ps: film izlemeye vakti olanlar için neverwas ve hit&run kafa yormayan filmler, izleyin bence