İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

17 Temmuz 2013 Çarşamba

Benim adım Coco! Ben bu oyunu bozarım

Plaza insanının diyetle imtihanı. Helloooooooo paçozlar.


Evet bu sefer konu olarak dengeli beslenmeyi seçtim. 

Şapşahane oldu bu, yıllardır diyetisyen endokrinoloji uzmanları ıvır zıvır gezen ben Engin bilgilerimi burada paylaşacağım.

Nedir olay beslenme? 
Ne için yaşıyorsun? Yemek için mi yaşamak için mi? Yani ölmeyeyim diye beslenenlerden misin yoksa yediğin her şeyi Vedat Milorculuk yaparak değerlendirebilir misin, owww yea.

Niyle beslenir memeliler?

Küçüktüm tabi o zaman ama o kadar da küçük değilim işte bademciklerim bademciklerimiz alındıktan sonra çöp kız çocuğu olan ben birden al yanak bal yanak bir çocuk oldum. Tam bir iskeletor olan bedenim yımış yımış olmaya başladı. 
Bu çocuğa yemek mi yedirmiyorsunuz neden böyle somalililer gibi? Sorusunun muhatabı ebeveynin hiç suçu yok. Kendileri hastalıklı bünyemi iyi etmek adına herşeyi yapmışlardır, geceleri ballı süt içirmiş sonra balık yağları falan sonra enteresan vitaminler, Alper kamu'nun annesi gibi anlamıyordu doktor bey neden böyle bu çocuk diye sorduklarını biliyorum. 
Ay bi de bana beyin yediriyorlardı, tanrım ne korkunç, acaba bu yaşadıklarımın onunla ilgisi olabilir mi? 
Karnabahar sevmem mesela Menemen overrated bir olay diye düşünüyorum ve hala beyinden uzak duruyorum. Farklılık olsun diye denesem mi acaba? Geçenlerde de çay içmeyi denedim çok hoş bir tecrübe olmadı zaten karşımdakileri hayattan soğutabiliyorum. Bence o nedenle kimseye zorla bir şey yaptırılmamalı ve ısrar edilmemeli. ( bağzı konular hariç)

Neyse lise üniversite zamanları durumum iyiydi yani normal balina kıvamında bir genştim. Üniversite zamanı son yıldı galiba ilk diyetisyen randevum alındı, garip bir kadın bana zorla sabahları keten tohumu yedirdi. Hiç sevmedim bu durumu, mezuniyet balosu için şahane bir elbise almıştım ve onun içinde kalabilmek için o dönem öyle ızgara tavuk göğsü, 4 kaşık yoğurt, 2 üzüm tanesi, ebenin bale pabucu falan denemişliğim var.

Efendime söyleyeyim yıllar sonra yine diyetisyene gitmek zorunda kaldım. Neden çünkü her beş yılda bir metabolizma hızın yavaşlıyor öyle spor yapmıyorsan falan hop deformasyon başlar. 

Su içsem yarıyor supangle, su böreği gibi gereksiz ayrıntıya girmeye gerek yok yaşam kaliteniz yaptığınız iş hayatınızı şekillendiriyor.
Ben de yavaştan kilo almaya başladım, ama çok güzel aldım, valla. 
Mesela mesaiye kalıyorduk( ahahah napim ya sınav vardı o zaman sınav tasarlıyorsun fak! İskender var geldik deyip 9 da İskender yiyordum eve 4 te gidiyordum eeee yeme düzenim boka döndü tabi, düğmeler şelale gömlekte bir de baktım bir üst seviyeden kıyafet alma zorunluluğu) sofra duası falan.



Sonra Izy'nin ısrarları sonucu diyetisyen çocukluk arkadaşımız Ayliyn'e gittim, hayatımda o kadar ayliyn ve seliyn var ki bilemezsiniz. Neyse Ayliyn bildiğin #azımasıçtı evet olm bir testler verdi oha, 2 günümü hastanede geçirdim, 7 tüp kan aldılar, oramı buramı mıncıkladılar, her yerimde iğne delikleri sadece direndiğim tek nokta alerji testleri oldu, onları yaptırmadım, neden mi? Söyleyeyim yavrum zira sevdiğim bir şeye alerjim olduğu ortaya çıkarda mesela bir daha bana ondan yedirmezler diye, çok çakalım lan harikayım.


Sonra başladım diyete ay ne zalimsin Ayliyn, nazi kılıklı, No karbonhidrat No nothing, 30 kiraz 2 erik kurusu, activialar,  besin destekleri. Neyse verdim ama kilo sonra işte kusana kadar sufle yedirdi bir hafta acıdığı zamanlar oldu.

Ama yağma yok buraların Sibel Can'ı benim kilo verdim kilo aldım kilo verdim kilo aldım sonra ara verdim. Ohh shit!

Sonra iş değiştirdim sonra işsiz kaldım sonra sevgilimden ayrıldım, ama saçlarımı falan boyatmadım. Uğraşamam öyle, bu sevgiliden ayrılınca kuaföre giden kadın tribi bende gri lens şeklinde tezahür ettiydi(evde Legolas gibi geziniyordum) vakti zamanında son sınıfta öyle gezmiştim, rahatsız bir şeydi lens sonra tabii ki sıkılıp attım, ama eski sevgilim beni o halimle gördü, evet ayrılık yaradı sende sonra gözlerimin rengi değişti dedim bende kalan eşyalarını kafasına atarken.

Sonra Ayliyn'den o kadar utandım ki çünkü verdiğim tüm kiloyu geri almakla kalmadım üzerine kat çıktım, artık bibendum olmuştum. Laptop, yatak, yatakta yemek yemek üzerine kurulu bir hayatım vardı.
Acayip eğleniyordum böyle bağdaş kurup Buddha ya bağladım, artık so lovableX100 gücündeydim.
Sonra dedim ki bu kez  tanımadığım bir diyetisyene gideyim hayır tanımıyorum belki bu kez sallarım, ayıp falan olmasın diye. Yine testler yine kendini anlatma, en sıkıcı kısmı budur, abi diyetisyen psikiyatrist mi ne anlatıyorsun diye sorgulamıyorum insanların konuşma ihtiyacı olduğunu düşünüyorum, işte bunlar hep depresyon , duygusal yeme bozukluğu falan. Ben kadına listeyi alabilir miyim dedikçe soru sorup duruyordu? Nasıl hissediyorsunuz kendinizi bu hafta Coco? Ya sanane ver listeyi gideyim, benim arkadaşlarım psikolog!!! Evet Ayliyn isimli bir diğer arkadaşım da psikologdur, bilişsel psikoloji üzerine Çınaraltı sohbetlerimizin birinde kendisinin çok kilo aldığı ile ilgili bir cümle kurdu, amacı konuyu açarak kendimden bahsetmemi sağlamaktı:) ben bunu yer miyim? Kendimle ilgili yaklaşık 10 dakika süren bir tirad attım kendime koyduğum teshiş karşısında söyleyecek şeyi kalmamıştı. Oww yea Aylinler de ağlar.
Kendi kendinin doktoru olacaksın lafını yanlış anlamıştım, kendimi psikolog sanıyordum halbuki ben ünlü bir tenisçiydim.

Neyse sonra o kadını da bıraktım, olmuyordu, konu tamamen benim sedanter hayat tarzımda ilgiliydi, keyfim ve kahyası şeklinde takılıyordum. Sonra step, pilates, spinning, crossfit denedim, o dönemi biliyorsundur, dizimi sakatladım, acı yok rocky falan diyorum ama tam bir sıçış, sonra yanlış bir seçim olan step ardından eski dost pilatesin yımşacık kollarına dönüş.

Şimdiki zamana atlıyorum şu anda eylemlerim devam ediyor, 8 kilo verdim içimden neredeyse insan çıktı, bu noktada irademin geri döndüğünü söylemek mümkün. 
Tabii bu kadar boş vaktimin olması aslında daha da kolaylaştırıyor bu işi, Anılman'e göre bu bir başarı iyi gidiyorum benim içinse başarı değil. Anılman haklı olabilir, onun bakış açısı çok mantıklı ama bunu bir süre kabul etmeyeceğim :) inkar aşaması.

Gelelim ofis kısmına, 

Diyetin en uyuz yapıldığı yerdir,
Bir kere diyet yapıyorum şekli söz konusu,
Sorular gelir ay nasıl gidiyor, neler tavsiye ettiler,
Ay Coco çok zayıfladın,
Yaza mı hazırlık?
Aşık mı oldun? Yaw he he ben hep aşığım zaten.

Bu konular ilgili tavrım belli biliyorsunuz, insanlar kendi kilolarından bahsetmediği sürece  o koca çeneni kapalı tut, kimseye tavsiye verme, ay sana bir hoşluk gelmiş de defol git. Konu mu kalmadı, vücut kitle endeksi mi anlatayım, uzmanlık alanım:) 

Geçenlerde evlenen bir eski sevgilim vardı hatırlarsınız, sabah yürüyüşlerine çıkardık bir ara, bir gün yolda gördü beni, kilo vermişsin dedi o gün de hallerim mi vardı neydi artık bilmiyorum, ama şekerim şunu kafana kazımak gerek artık bir kız çocuğu ile kiloları hakkında konuşmak ölümcül hatalar listesinde  ilk 3e girer, sen yine bu konudan girip birazdan bana evlenme teklif edeceksin olmuyor böyle diye yolun ortasında bırakmıştım onu. Bir sonraki karşılaşmamızda yine sanki hiç öyle dememiştim gibi sen baya kilo vermişsin demişti angut, bana bilmediğim bir şey söyleseydi keşke, ne diyorsun dedim, gerçekten mi? Ve Coco salağa yatar. Ay çok mutlu oldum, valla, eeee sen ne yaptın annen sana kız buldu mu? dedim, annesini severim ama şu anda oğlu benim için ölü bir fare. Sonra pazar koşularına çıktık, o kız arkadaşlarını anlattı, sonra benim terkedilme hikayemi duydu, ohh dedi, such an idiot. 
Hatırlıyorum da bir gün ona kanser oldum ben şakası yapmıştım, ama çocuktuk o zaman :) abi iğrenç bir insanım. Mışım, mıştım, yapmıyorum artık öyle şeyler. 

Ofise geri dönecek olursak,

Diyet zamanı en uyuz olan şeylerden biri ara öğün, yok süt, yok yoğurt, yok ebesinin yaban mersini, kiraz sapı, armut götü, mısır patlağı, detoks kürü. Tuvaletler bizi köleleştiriyor!!!! 
Bu listeler yüzünden çekmece küçük bir bakkala dönüşüyor neden, çünkü kimseden bir şey istemek zorunda kalmayayım, uğraşamam ama biri gelip isterse buyursun kemirgenlere kapım her zaman açık. Şahane bir tipim biliyorsunuz Lucas'a yemeğe gidebilir miyiz bile diyemedim :)

Neyse işte bu hallerin üzerine bir de doğum günleri eklenir, kutlamalar ofis partileri ay bir kadeh şarap içersen akşam yemek yememen lazım, öl ya öl!!!! Lanet olsun ne gerizekalı cümleler kuruyorsun.

Yerim pastamı öperim alayını, zaten bu ara akşam yemeğim 6 kajun fıstığı.




İşte hayatın sırrını veriyorum sana,



Ölene kadar yaşa.

İlişki durumu: dengeli beslenme iki elinde de çikolata olmasıdır. You are what you eat so i'm chocolate



Yiyerek zayıflamak istiyoruz diyen bir grup insanı görüyoruz sayın seyirciler halbuki diyetisyene gitselerdi böyle sorunları olmayacaktı.

Sabah kalkıp 2 bardak limonlu su belki 2 ceviz
İşe gidince kepekli tost(kepek herşeyin ilacı)
Ara öğünde elma( elma giren eve doktor girmez ince bir doctor who espirisi)

Sonra öğlen yemeğinde çok faydalı yemekler salatalar yoğurt ya da fıstıklı ananas dilimleri
Ara öğün 2 grissini ve kireç peyniri
Sonra akşam yemeği 2 köfte salata( sağlıklı diye ot mu yiyelim isimli bölüm)
Meyve( öyle incir karpuz falan ohowwww sen ne yaptın, gizli şeker deposu)
İstiklal marşı kapanış.



Hadi öperler çok sıkıldım, çok uzun yazdım.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder