Ada Ben Ayrılmak İstiyorum

Ada ben ayrılmak istiyorum. 

Salacak'ta bankta oturuyorduk, sinemaya gitmiştik ve tüm film boyunca elimi tutmuştu. 

Haftasonları görüşebiliyorduk çünkü şöyle olmuştu benim kazanıp gitmediğim üniversitede aynı mühendislik bölümünü kazandı ertesi yıl bense açıkta kaldım, ayyyy 90'lar çok eğlenceliydi.

Sen gerizekalı mısın? demişti rehberlik örtmeninin odasında, öyle saçma bir haldeydik ki, çucukluk sevgilim de tesadüfen orada hahahaha rezillik. Ne var yea dedim gitmedim işte, hayır o dönem inişli çıkışlı bir ilişkimiz vardı, artık nasıl hayaller kurduysa fakültede erkek başına kaç gram kız düştüğü belli.

Adı doan, solak, oldukça zeki, komik biraz robert biraz ibo karışımı, basketbol ve futbol oynar, bi de Beşiktaşlı, müzik zevklerimiz o kadar farklı ki durup durup buna şaşırıyor. 

Neyse kayıt mayıt derken bizim ki iyice yerleşti, şehirdışı zor mesafeler bok yesin. 

Haftasonları buluşuyoruz işte baştaki konuya dönersek. 

Eksik bir şey mi var, evet var zaten belli son demler anın cazibesi onu baya baya etkiliyor. 

Sabah seansının bitmesini bekliyor öss denemeleri, sonrasında dışarı çıkıyoruz benim test çözecek olmam gayet sıkıcı o artık bir üniversiteli çocuk. Arada laf sokuyor niye geçtiğimiz yıl kayıt yaptırmadın negzel birlikte olurduk falan. Oyhhhh içim şişiyor bazen, şimdi dönüp bakıyorum da eğlenceliymiş. 

İğrenç şakalar yapardım ona, hatta bir tanesi 3 gün sürmüştü, hatta bir gün şu gözünü kapa ne görüyorsun deneyimini anlattım ona, işte at gördüm, eşek gördüm, sandık gördüm içi altın dolu, sıralı ağaçlar, yok bir ev yok bir inek. İşte sonra yok ev yaşamak istediğim evmiş, düzenli ağaçlar arkadaşlarım, at var at benim:) ahahahahah özgür ruhummuş yersen, atı yanıma alıyorum sandığı yanıma alıyorum ineği yanıma alıyorum yeni zekanda tarlaları gibi bir yerde gidiyoruz. Sonra önüme bir engel çıkıyor anlatıcıya göre "bu ne ?" Diye soruyor oooooo uçurum var tahta ipli bir köprü var, "ne yapıyorsun ?" Diye soruyor karşıya geçiyorum diyorum. Atı alıyorum.

Ama ineği almıyorum. Tabi Doan'a bunu anlatıyorum aval aval bakıyor, neler oluyor diye benim bu anlattığım 17 yaşında falan oluyor, o sırada fizik dersine girmemiz gerekiyor,kalkıyorum, peşimden koştururken soruyor"ineğe ne yaptın?". Sonra anlatırım diyorum ders boyunca taciz ediyor beni. Sonra söylüyorum, yazık, kendini o kadar inek olduğuna inandırmış ki, bu arada inek benim hayatındaki kişi olacakmış onu söylemeyi unuttum mu? İnek değilse öküz işte.

Hormonlarımızın yönettiği dünyamızda şimdiki liseli dizleri gibi geçti bir dönem işte.

Sonrasında bir sonbahar günü diyelim deneme sınavım vardı oradan sinemaya, işte sinemadan çıktık salacak'a doğru yürümeye karar verdik, banklardan birinde oturduk. 

Barbaros yokuşuna bakıyordum, bişeyler gevelemeye başladı, mantık örüntüsü olmayan cümle de denemeyecek kelimeler ama hali komik ve içler acısı. Durum şu her an boynuz yiyebilirdim çünkü gittiği yerde kızlar ona bakıyor owwww yeaaa, anlattıklarından daha doğrusu birleştirebildiğim kadarı ile, e bizim de yani durumumuz belli,tanrım bu yetenekler beni cezalandırman negzel olmuş.

Bu kadar zor mu dedim, elleri terlemişti, evet cevap bekliyorum, sadede gel istersen dedim.

"Ada ben ayrılmak istiyorum" dedi.

Bak o kadar da zor değilmiş dedim, salaklaştı birden. 

Bu durumda elimi bıraksan fena olmaz sanki dedim. 

Sorun sende değil bende gibi bir cümleye başladı, bu gerçekten var yani 90larda da vardı ve sonra da olacak sanırım :) daha iyisi benden daha iyilerine layıksın, kamooonnnn, seni haketmiyorum...

Nostalji, gülümsüyorum anarken o günü, çocuktuk, ergendik.

Yıllar sonra bir cenaze nedeni ile aradı beni o zaman ki sevgilim Sonny bu duruma bozuldu denyo bir şekilde.

Sonny ile DVD izleyecektik, kiralamak için gittiğimiz dükkanda feza'ya doan bu adama benzerdi diye DVD kapağını gösterdiğimde sonny bunu fark etmişti ki o zaman arkadaştık unutmamış, sevgili olduğunda da hoşnutsuzluğunu net bir şekilde ifade etti.

Sonny ile ayrılığımız da çok farklı olmadı.

Seni seven herkes ölüyor :))) senin sevdiğin her şey ölüyor (scary movie göndermesi, evet)

Neyse niye bunları anlatıyorum? Bilmiyorum, bir pazar günü hortladı işte. Mesaj falan vereyim mi? 

Başımızı emme basma tulumba gibi sallamıyoruz.

Makul ve mantıklı cevaplar veriyoruz.

Ardındaki niyeti saklamaya gerek mi var?

Günün en güzel şeyi go mongo'da yemek yiyecek olmamız, üzerine go shoryuken yapacağız.

İlişki durumu: Sonra birbirimizi yitirdik. Şimdi, kim bilir nerededir?

Günün sözü: "zeki bir insan yalnızlıkta, düşünceleri ve hayal gücüyle mükemmel bir eğlenceye sahiptir.” arthur schopenhauer

Al bi' de bıyıklı veriyorum üzerine bitmedi!!

Kız ilgiyi seviyor beyler çok net, yüksek dozda oğlak.

İlişki durumu: Sen benimle ilgilenmezsen ben seni Nah severim