İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

13 Aralık 2013 Cuma

İlk Günden İşe mi Gidilir Aşkım?



İlk günden işe mi gidilir? Size gerizekalı Generation Y(vay cen) taklidi yaptım.

Kaptanın seyirdefteri yıldız tarihi 1711201313011107
Star Trek, izlemek isteyenler için digiturk sci-fi kanalında hacı, TRT dublajlı haliyle çok şahane.

Trafik yoktu bugün, erken geldim, starbucks'tan hot çaklıtımı aldım sosyalleşme alanında plaza insanı kimliğime büründüm, iyi gidiyor her şey alıştım, bir yandan dizi izleyip bir yandan yazıyorum işte, sadece bazen...

Sevgili günlük,

Telefon çaldı, tabiisi acı acı değil telefon niye acı acı çalsın çok saçma bu tanımlamalar. Arayan danışman, merhabaaaaaaaaa nasılsınızzzzzzzz diye konuşmaya başladı. Merabaaaaaa çok iyiyimmmmmm diye cevap verdim bu 3. şirketti yönlendirdiği diğer 2 pozisyon dondurulmuştu, kısmet şekerim napalım.

Neyse şu anda görüştüğüm pozisyon için 2 tarafta da olumlu ilerleyen bir süreç olduğunu protokoller hazırlandıktan sonra iş teklifi için tekrar arayacağını iletti.
Zaman zaman zaman zaman ooooooooo ne zaman.
Zaten bekliyordum, yani hem bekliyordum hem de bekliyordum. Görüşmelerin sonuçlanması 2 ayı buldu, bu noktada en uzun mülakat maratonum olduğunu söyleyebilirim aslında bir tane daha vardı öyle çok önceden bir banka için 6 görüşme ile rekor yine benimdi ama 1,5 ayda sonuçlanmıştı, benden şube personeli olmazdı hacı, saçmalıyorlardı.
Tek adayları olduğumu biliyordum, sezgisel bir başarım var bu konuda, bak o konu çok derinlikli, beyin arka planda geçmiş tecrübeleri falan işliyor ama sen yüzeyde bunu anlayamıyorsun ama seziyorsun. Muhteşem ve Ece ile çalıştığım şirkette de böyle olmuştu, tek adaylarıydım, i'm sexy and i know it'tim biliyordum işte. Neyse mutlu son oldu işte, teklif yaptılar, bende ok yea dedim.

O karakule değil yanlış karakule oldu...evrene mesajı yanlış vermişim yandan yedim


Bu güzel haberi kiminle paylaşabilirim?

Tabii ki Lucas'ı arayacaktım hemen, uzun dönemden beri işsizdim yani bilinçli bir tercih aslında ama tüm sıkıntıyı o çekmişti, çalışırken de o hep yanımdaydı, konuştuğumda da sustuğumda da, uyuz olduğumda ona çemkirmiştim, üzüldüğümde ona mızırdanmıştım, kendine gel toparlan demişti kibar bir şekilde, hallerim geldiğinde falan jellybone alıyordu, eee şimdi tabii ki onu arayacaktım. Ama aramadım çünkü artık görüşmüyorduk, çünkü kendisi aramızda duygusal bir şey olmamasına karar vermişti. Evet evet benim superheromdu one&only ama kader ağlarını örmüştü, süper kahramanlarımızı bir ayrılık bekliyordu, yaw he he bu yaşananlarda hiç duygusal bir yanı yoktu, hııııı flört falan değildi, doğru o yüzden birbirimizi kıskanıyorduk, sahipleniyorduk falan, tartışıyorduk falan..evet evet duygusal hiç bir şey yoktu aramızda, iki duygusal angutun hikayesini izlediniz, adı konmamış ilişkiler ve belirsizlik üzerine yanlış yönde quantum sıçramalar. Ben onu seviyordum, o mu? Hayır o beni sevmiyordu, bana maymun demişti çünkü bana aşıktı, bu konuda bir şey yazmayayım alem ona hastaydı, bence ben de herkes gibiydim artık. Yoo onu hala seviyordum ama kızgındım. Beni üzdüğü için kendini kötü hissetmeliydi, saçma sapan  şeyler için değil, mesela günün en alakasız yerinde aklına gelmeliydim, tırnağım kırıldığı için parmağımı öptüğünü hatırlamalıydı, yumurtalı patatesi, Alper Kamu'yu, futbolu çok sevdiğimi, futboldan nefret ettiğimi, en iyi tatil arkadaşı olduğumu, Türk kahvesini şekerli sevdiğimi, hangi vaz vuz yemeği yiyorumu, kokoreçi ya da yaren isimli kaşarı, konuşurken sohbeti birden 2 level yukarı çektiğimi, bazı şeylerin cevher olmadığını, hobbitleri cüce efendileri, ironman'i Loki'yi , ninja kaplumbağalarında rafayel'i(rafayel değil donatello), o değil de çok acayip olduğumu falan anlatabiliyor muyum? Hey Lucas, bunları okumadığını biliyorum love ve o nedenle istediğim gibi saçmalayabilirim.

Madem öyle, bu haberi paylaşmak için Ece'yi aradım, moruk böyleyken böyle büyükbaşların ligine geri döndüm. Sonra Muhteşem'i aradım, o da bu ara yoğun görüşmelerde, zaten ilan patlaması var siz başvurmasınız da danışmanlık şirketleri ulaşıyor bir şekilde oturup kelle avını anlatacak değilim. Ufukta yeni bir pozisyon olduğunda konuyu değerlendireceğim bir kaç kişi var. Noldu sessizsin bu ara dedi, "monşer moralim bozuk gülmeli, ironili kişisel ileti paylaşabilecek durumda değilim" dedim, gördüğünüz gibi arkadaşlarımın gözünden hiçbir şey kaçmıyor, "anladım bir şeyler olduğunu" dedi.




Coco: son öküz paratoneriAlso;Coco: yengeç tabağı-en iyi yengeç ölü yengeçtir

İlginçtir Bulut aradı o gün, uzun bir aradan sonra yani vay efendim linkedinde bir video beğenmişim de, o kitabı almayı düşünüyormuş da, kız arkadaşı ciddi düşünüyormuş da, o istemiyormuş ha bir de yengeçlikten istifa etmiş, nasıl olacaksa böyle bir şey. Ben ne yapıyormuşum, neden kahve içmeye ofisine gitmiyormuşum, uyuz uyuz evde oturuyormuşum, gelseymişim ya...telefon acı acı değil ama garip garip çaldı o gün, neden yengeçlere kötü davranıyorsun dedi bana, teyallam, ya ben sana hiç kötü davrandım mı ki? Sadece seni şirketten dehledik ama kusura bakma o da HQ isteği YK kararı falan, bu noktada yıllar sonra gelen korkunç aydınlanma anı, sonny'de yengeçti, ateş'te yengeçti oha herkes yengeçti Doan hariç o aslandı, konumuz burçlar değildi, durup dururken kitap bahanesiyle neden arıyor ki? Önce Muhteşem'e sordum ne bu diye, dm'den değil de telefondan mı yürüyor? 
Ece'ye sordum sonra sana kur mu yapıyor dedi, selam verip kapatmadı ki, yok sen ezdin di mi falan yok efendim çok ışıldamışım yok bilmem ne, hayır ayrıca ben niye ofisine gidiyorum, şu anda çok önemli bir ıvır zıvır şirketinde ıvırcıbaşı, hayır neden nötr bir alanda görüşmüyoruz, çok yoğunum bu ara bakarız dedim( ben, ben ben, Coco, bakarızlı cümle kurdum, demek böyle oluyordu, bana tüm bakarız diyenlerin şimdi nasıl bir kafaları olduğunu anladım, güzel kafaymış).

Sonra Atlas FB'da CHP Kadıköy ilçe teşkilatında check in yaptı ki bu gerçekten ironinin tavan yaptığı çok humorlu bir durumdu. Atlasgül Kadıköy'den doğan güneş göndermesini yaptım cevap "hahaha Salak, çok güldüm" dü, haberi verdim bunu kutlamalıydık. Önümüzdeki haftalarda Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi vardı giren çıkanın ve kale direğinin kime gitmesi gerekliliğini konuşup hayvanca güldük, idler, idlerimiz, egolarımız... (Berabere kalıp biz yendik, i hate futbol, U know).

 Aslında ilk günden işe gitmek zorunda olmasam şahaneydi bu haber. Evimden alacaklardı, özel şöförüm vardı mmmmhhh yaşasın protokol günleri( özel şöförüm yoktu Akbil vermişlerdi:p şaka şaka, uçak verdiler lan, uçakla işe gideceğim). Kabul etme nedenlerimden biri beni çok zorlayacak olmasıydı, kaos beni besliyor daha önce de anlattım, yoğunluk, seyahatler, hava limanında uyumalar,  zamanın kısıtlı olması bunlar önemli, benefits... Hem aklımı koruyacaktı hem de düşünmeye fırsatım olmayacaktı, hıııı hafıza faktörünü komple çıkarıyorum bu denklemden.


Her işe başlangıç öncesinde hayvani bir şekilde resim yaptığımı hatırlarsın ve yıllardır kimsenin portresini de çizmediğimi de özellikle, işte uzun zaman sonra onun karakalem portresini yapmıştım, snob burun, sonra yırttım, ezbere yüz çizebilmek ne kötüdür bir bilsen, tipik Artista şımarıklığı diyelim buna, kapris diyelim. 2 tane yarım tablo vardı onları bitirdim, kitaplarımı ayıkladım, günlükleri ulaşamayacağım yerlere kaldırdım, kitap okumalıydım sadece kitap okumalıydım bir şey düşünmemeliydim. Zaten sonra deli gibi alışverişe verdim kendimi...



İşte böyle sevgili günlük,

Domates biber, alayına gider.Alayına isyan ölümüne İK.

Efsane olduğumu biliyorsun değil mi, değişik şeyler deneyeceğim 2014'te, kolumu kırmayı düşünüyorum, kişiliğimle yeterince gündeme geldim. Kimse beni sevmiyor, so hateble bir insanım.
Tebrik için gönderilen çiçeklerden biri alerji yaptı, eşek şakası yapan arkadaşlarımdan biri de osuruk çiçeği göndermiş.

#iwannamakemanitaonaiğrençişhikayelerimianlatabilmekiçin sanırım özlemek yine kötü biri.



*Pleasure delay yani en sevdiği yemeğin sona bırakılması gibi, en sevdiği film gelmiş akşama go mongo üzeri hobbit smaug'un çorak toprakları falan var minnoş. Kukuletamı takarım.

Canım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder