İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

26 Haziran 2015 Cuma

Hello friday hello stalker

Yıldız tarihi 20141265794865

Takip edeni takip etmem-_-







Let's face it biraz da boktan bir yıldı. Yoruldum beah ciddiyim, sabah 5'te uyanmak koymadı, sonuçta sevdiğim işi yapıyorum ve sabah insanıyım, tamam oldukça yoğun bir programım vardı ve deli gibi gezdim ama kontrolü bırakmamak, kendini salmamak yordu. Geçen akşam bir arkadaşımla buluştuk yemekte,yeni hayatının ilk günü yeni bir başlangıç, istifa-şehir değişikliği(hatta ülke diyelim) Madrid'e gidiyor, lafladık biraz. O da fark etmişti durumu, "uzak doğu masajı yaptıralım halin hiç iyi değil" dedi, okeay, neden olmasın?
Yeni sevgilisinden bahsetti biraz, yan masada 3 tip var, o kadar yüksek sesle tartışıyorlar ki ne bizimkini ne kendi düşüncelerimi dinleyebiliyorum, bir abla var, bana dizi oyuncusu gibi geliyor, dublajlı olanlardan, peltek konuşuyor, sevgilisinin evine hizmetçiden gizli girip çıkıyormuş. İsyan ediyor, yanında bir çift var, onlarda Gökhan isimli bu çocuğu savunuyorlar, abla her hafta Gökhan'ın ailesi ile plan yapmaktan yılmış bunun yanında çocuk gemi yolculuğuna gelmiyormuş, o da gelmezsen gelme ben gideceğim demiş, 1 şişe rose geliyor Leona dandik bir seçim ama o saate de olur aslında sanırım bugün biraz huysuzum. Neyse Abi olan çok zevzek, "demek ki anda kalamıyorsun, demek ki senin doğruların olursa doğru, demek ki..." ondan önceki 1 saatte İngilizce kasan bir şairin yabancı başka bir şaire kendini övmesini dinlemiştim, dayanamayıp dizi açtım, arkadaşım gelene kadar dizi izledim...
Hah Gökhan geldi, masadaki çifti öptü önce, e herif resmen hadım edilmiş, kızın suratına bakmadı önce, kızın boynu bükük öpmesini bekliyor falan sonra öptü ama, surat beş karış lakin hanımlar beyler Gökhan taş, valla bak. Sonra 5 numara olarak gruba başka bir herif katılıyor, Gökhan hiç hoşlanmıyor sevgilisi ile bu herif öpüşünce, olaylar olaylar... Bir ara tartışma çıkıyor, çağımızın vebası "stalkin' " ve zamanda bir kayma yaşıyorum...


2 sevmeye yeteneksizin zorlama hikayesi. Ilişkimizin dinamiği(tabii buna ilişki diyebilirsek) çok belli sırayla birbirimizi sinir ederiz, o beni kışkırtır, ben çok ince bir laf sokarım, karşılık verir, saçmalarız.

Being stalker O_o




Çok acayipti, ciddi anlamda anlayamıyordum, neden bunu yapıyorum? Geçen yıl bahar sonrasında ipleri koparmıştık ama ara ara yükseliyorduk ben buna özlemek dedim önce, malum özlemeyi sevmem ben, özlemeli, ayrı kalmalı, istediğim zamanlarda görememeli şeyler beni hırçın yapar, ayrıca ilgiyi de çok severim. Özlemeyi itiraf etmek zorunda kalmak uyuz eder beni, 3 kez özledim dedim, bilseniz ne kadar büyük bir yol kat ettim. 
Seni seviyorum dediğim son 2 adam hayatımdan çıktı gitti, p.ç gibi kaldım öyle, heads up dedim, ok yine özlüyordum ama kuyruk hep dik, ne var yani herkes özlüyor, bir daha da seni seviyorum demeyeceğim, bana ne ya. Onlar beni sevsin, onlar arasın, onlar ilk günaydını desin, şu saatten sonra kılımı kıpırdatmam, kimse benden önemli değil, değerli artık değil, No more. 
Koşa koşa çıktı hayatımdan, zaten en iyi yaptığı şey gitmekti, uzun zamandır sosyal medya hesaplarında takılıyorum ama listemdekilerin dışında kimsenin profillerini incelemem(bu konuda ciddiyim, beğendiğim profili takip ederim), bakıyordum onunkine tüm bağları kopardık falan ama... Anlam veremiyordum da, sonra işte daha önce anlattım ya arkadaşlarıma sordum, Basat güldü bana, "olur böyle küçüğüm" dedi "bunlar normal, valla mı?" dedim, kaşları Küçük Emrah gibi yaptım, Daisy ve Tarçın çok nettiler olur öyle ama onu hiç sevmiyorlardı nedeni tabii ki üzülüyor olmam, Liya hn. tam böyle kızsal meseleleri konuşabileceğim biriydi, "Aman Coco takıldığın konuya bak, bunlar hep olan şeyler, yeni normaller", konu ile ilgili en sert tepki yanaktan geldi, bunu neden yapıyorsun sorusu ile. Neyse kadınlı erkekli örneklem grubum gayet şehir çocuğu aklına zekasına güvendiğim insanlar bunun gayet normal olduğunu ve bir süre bu şekilde devam edeceğini sonra da geçeceğini söylediler, rahatladım, tanrım tek ben değilmişim demek ki.


Bu ne yeaaaaaa, niye bakıyordum falan derken bu yeni normale alışıp aslında bunu meğer diğer insanların da yapıyor olduğunu gördüm, hayır içim rahatlamadı, hayır kendimi 18 yaşında hissettim ama 2 katı yaşındaydım, hayır hala takip etmediğim kişilerin profillerini stalklamıyorum, oh camooooon Tanrım, bunu bana neden yapıyorsun. Sevdiklerim ölüyor ya da başkaları ile evleniyor, take me to the church yea. Hayır eski sevgililerimin profillerine de bakmıyorum, hımmm demek ki circle tamamlanmadı bende loopa takıldım. Bu kavramla ilk tanışmam bir Amerikan CSI dizisi ileydi, profilerlardan biri bahsediyordu hatta stalk olayı nahoştur, neyse sonra üzerinden on yıllar geçti kavramın içeriği değişti, nahoşluğu değişmedi. Deneyimledim canlar, apronda 2. kez düşmeyi dileyecek kadar can sıkıcı bir şey benim için. Hah tabii ki benim de stalkerlarım var, hatta merhaba çocuklar buradan selamlar e o da stalkladı bir süre biliyoruz herhalde. Bu da böyle bir anımdı yazımın sonuna geliyorum, kardeşler yapmayın, yaparken dikkat edin, uçakta yapmayın, ölün. 

Bir süre ortalıktan kaybolayım dedim, yazmayayım, kendimi dinleyeyim, haber de alamasınlar benden, K2 mode on. Sonra aklıma "Plaza'nın önünde beklerim" dediği geldi, bu gerçekten olur muydu, yok canım niye olsun öyle bir şey, ha ha ne kekoyum, her söylenene inanıyorum ama kabul edin Plaza'nın önünde iş çıkışı karşımda olsa dibim düşer tam bir romantik komedi filmi tandansı yaşardık. Muhtemelen ayağım takılır ve uçardım, camon guys apronda yere yapışmış bir insandan bahsediyoruz... Aramadı sormadı, kaç gün geçtiğini bilmedi, sevmedi ve özlemedi, çok eğleniyor olmalıydı 167 gün otelde yaşadım, bol bol uçtum, terfi aldım tebrik etmedi, bilmedi, sallamadı belki. 





Bir gün uçakta böyle sen bir üzül bir üzül, iniş yapıldı, uykudan uyandım, hemen çantaya daldırdım elimi, zira rüyama girdi(evet evet rüyalarımın erkeği) daha apronda tıngır mıngır gidiyoruz. Aldım telefonu, uçak modu kapalı-->açık/twitter, go. Baktım ben yokken neler olmuş, uzun zamandır kendisinden haber almıyordum, telefon numarasını sildim, yooo medeni insanlarız o ayrı ama doğum günümü kutlamadı, 9 ölümcül günah number one yani, çok mu eğlenmiş çok mu mutluymuş. 
Serçe parmak yukarıda, aşağı doğru ekranı kaydırırken saçma bir tweeti favladım a dostlar. Tanrım uçak düşseydi, sonsuzluğa uğurlasalar beni, evet apronda yok olabiliriz, tanrım körüğe tam yanaşmasak körükte düşsem, ölsem, bu nasıl bir utanç. Ocean 12'de lazerli dans sahnesi gibi performans gösterirken uçak asfaltta sarsıldı ve tweeti favladım, yareppim inşallah görmemiştir, inşallah bildirimlere kapalıdır, inşallah hafızası kaybolmuş beni hatırlamıyordur, inşalla bu bir rüyadır, owwwww yoooooo. Geri al, geri al, geri al, al geri!!!!!
İndim uçaktan, şöför aradı, ilgimi kaybettim, çıkışa doğru yürürken beyin kıvrımlarım uyuştu, i hate my self.

Öliyim mi? Beni bıraksanıza köşede sessizce bir karadelik gibi içime çökerek yok olayım, huh? Kafama Acme örsü düşmüştü.

Sevmiş miydim? Ya da melankoli bağımlısı mıydım acı çekmeyi mi seviyordum? Muhtemelen ikimiz için de bir eğlence, pırıltılı yeni bir oyuncaktı, ya bi'kere benim sevmeye engel acılarım vardı.





Ölmedim, bu utanç bir süre sürdü, hemen A takımını aradım başıma gelen rezil olayı anlatıp sakinleşmeye çalıştım, olayı normalleştirdiler, yani sonuçta o da beni favlamıştı, karşılığını verdim nedir yani. Sonuçta ona yanladığım bir sürü tweet ve yazı vardı, örnek:

"Domates biber alayına gider, alayına isyan ölümüne Trabzonspor"
"Kavmin yanlış tufanlardan geçip duruyor, gözlerime baka baka aşk diyorsun"
"Kıskanmayan erkek annesiyle kısır gününe gidebilir"

ve daha niceleri. Karma is a bitch. 

Ruh halim: O zaman DANS!

Yazının fon müziği: Sherlock Holmes BBC Full Soundtrack 

Irene Adler'iniz Coco



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder