İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

27 Haziran 2017 Salı

Hunharca İş Arayan Genç

Yıldız Tarihi 234356217
Hava çok sıcak Sevgili Günlük.

Son birkaç yıla bakalım, iş başvurusu yapmadan işe girdiğim şirketler oldu, neden mi? E bunu benim yerime eski iş arkadaşlarım yaptı, beni övdüler abi dediğimde ne yaptınız?

Mailde benden bahsederken üstün İK yetenekleri olan bir birey olduğumun altı çizildi ya da bir yemek esnasında kulaklarım çınlatıldı. Kimse bana kişisel markadan bahsetmesin.

Çok tatlı işlerim oldu, bir sürü yönetici tanıdım, birçok renkli iş arkadaşı so kalabalık kitlelerle çalıştıkça daha farklı davranışa sahip insanlara maruz kaldım. Zenginlik bu şeklinde aktarıyorum, doğrudan iş akadaşlarım psikopattı derseniz okları üzerinize çekersiniz iş görüşmesinde.

Unutmayın bu sitede bana sen iletişim gurususun da dediler. Durumsal olan bir kişi politik zarafete sahiptir, dili etkili kullanır, tatlı tatlı konuşur ağzınızdan laf alır, yetmez ama nabıza göre şerbet enseye şaplak.

Evet başlangıç aşaması zor, bir keresinde can sıkıcı bir işe alım süreci ile karşı karşıya kalmıştım, Valide Hanım, bunu yapacağından eminim, bu senin için sorun olmayacak ama sen şu anda olman gereken yerde bile değilsin bunun farkındasın değil mi diye tatlış tatlış dokundurmuştu. Hayaller vs. Hayatlar, haftanın 5 günü çalışmadan da hayatta kalınabilir tezimi kanıtlamaya çalışıyorum sene 2000'lerin ikinci yarısı.

Üzgünüm, bizler cv'nin fotoğraflı olmasının bir öneminin olmadığını, ayrımcılığı önlemek için çabalamamız gerektiğini savunmak zorundayız. Gidiyorsun diversity falan dinliyorsun geliyorsun yönetici kılıklı solucan bu cv fotoğrafsız diyor.

Savaşmanız gereken çok sayıda cephe var. İK'yı temsil et, şirketi temsil et, markayı gözet, iş süreçlerini anlamaya çabala, pozisyonu anla, kariyeri tasarla, doğru kişiye ulaş, adayı tarafsız şekilde değerlendir, yetmez onu öküz hammaddesi ile üretilen yöneticiden koru... İş İK'da bitmiyor, tüm İK'cıların ve insanlara kötü mülakat anıları yaşatan patronların yükü omuzlarımda. Yıllar geçiyor, para çokomel eğrisi aynı, işe alım süreçleri benzer, sistemsiz işler, Ağrı Dağı kadar egolar.
Yeteri kadar pozisyon yok, iş var aday yok diyene uçan tekme atmak isterken nedense youtube'da taymlaynıma bu video düşüyor, paylaşmasam olmazdı diyerek bayrağa sesleniyorum.
Yeni işe başlayacak kişilere gerektiği şekilde davranmayı unutmayın, iş arayan insanlara karşı da profesyonel yaklaşın, bazen küçük bir yönlendirme büyük bir fark yaratmaya yardımcı olabilir. Şimdi toplantıya girmem lazım. Öperler.





 

15 Haziran 2017 Perşembe

Çalışan Ne İster?






Saati 6'ya kurdum Çubuklu'da planktonları izleyerek yürüyüş yapmayı planlıyordum, bilin bakalım ne oldu, geri uyudum so mecburen pilates gününe döndük.
Hödük bir kitlenin işe alım facialarını önlemem için ısrar ediliyor, görüşmelere girip görüşmelerden çıkıyordum. Kendimi kısa vadeli işlere adamak istediğim günlerden geçiyorduk. Güvene ihanet etmeyen yöneticiler ve gelişim planına sadık kalmaları üzerine birtakım ciklemeler... İşine gelirse benimle çalışır tarzı bir öküzlüğe maruz kalan adaylar, kendini ifade etmekte zorlanan çalışanlara adansın bu yazı, geçecek, bu da geçer...
"Ofise gelmene gerek yok." demişti bir yöneticim istediğin yerden çalışabilirsin, evet çalışabilirsin, ister ev, ister cafe sen seç, esnek çalışma iyidir, suyunu çıkartmadıkları sürece. Bu demek değildir ki üzerinde bir baskı olmayacak, sen yine işini iyi yapma motivasyonu ile hareket edeceksin. Uzaktan, yakından, mobil fark etmez, o işi yaparken gerçekten huzur hissetmiyorsan orada sıkıntı başlıyor bence. İçine sinmeme durumu, mükemmeli aramak aşırı romantik bir tavır biliyorum ama vasata övgüye hayır, sıradan işlere ve sıradan insanlara hayır, durduğum yerde fark yaratacağım. Yani sanatsal kaygım bu yöndeydi benim. 2000'lerin ortalarında bu işler o kadar kolay değildi, kurumsal hayatta boy gösterenler yazılımcı falan değilse ya da yaratıcı kadroda değilse mutlaka ofiste olmak zorundaydı. So yeni yönetici olanlara sesleniyorum, çalışanlar aslında o kadar da zor olmayan şeyler ister, vizyonları bellidir, nadiren sizi şoka sokar ve şaşırtırlar;


  • Çalışan, belirlilik ister, belirsizliğe toleransı görece düşüktür. Aidiyet büyük ölçüde kendisi için önemlidir. 
  • "Bunun bana ne faydası olacak?" bilmek ister, faydacıdır en nihayetinde.
  • Süreklilik ister, bazı yerlerde riskten kaçınır elbette bunda yetki devrinin olmaması ve kontrol manyağı yöneticilerin de etkisi vardır diye düşünüyorum. 
  • Aylık 6 haneye ulaşan net gelirler ister, hepiniz hayalleriniz yüzünden büzüşeceksiniz. 
  • Güvenilecek bir yönetici ister, geri bildirim ister, ADALET ister ve bu onun en doğal hakkıdır. 
  • Duyulmak ve anlaşılmak ister, gelişim alanı varsa eğitimle desteklenmek ister. 
  • Kısa vadede uzun vadeli planların sonucuna ulaşmak ister. Tam bir hayalperesttir, sonuç odaklıdır ama yüksekten uçar(yeteneklileri ayrı tutuyorum ayrıca tüm genellemelere de kafam girsin). 
  • Karar almak ister, planlamalara dahil edilmek ister, bir kukla gibi olmak istemez. Unutmayın hiç hata yapmadıysanız hiç karar almamış olmalısınız ya da onun gibi bir şey. 
  • Performansı değerlendirilirken tartışmak ister, geri bildirim veren yöneticinin en azından insan taklidi yapmasını, asgari düzeyde dilimizi kullanabilmesini, neden gelişim alanı olduğunu düşündüğünü açık-seçik bir şekilde ifade etmesini ister. Amiyene tabir: Kıçı başı oynamasın. O ruhsuz denyoyu oraya koyarlarken en azından bunları yapabilmesini ve kararlarının arkasında durmasını bekler üst yönetim, her b.kun sorumlusu İK değil. Kızgın değilim, kırgın hiç değilim, sizin olurunuz bu, makine böyle, hammadde kalitesiz ben ne yapayım. 
  • Smart hedef koyulmasını ister, yüksek performans gösterdiyse en azından takdir edilmeyi bekler, dilinize yapışmaz, geldik yine adil olma konusuna. 
  • Ekibi dahil edin, işi zenginleştirin, teşvik edin, yetenekleri en etkin şekilde kullanın ister. 



Peki liderler ne anlar? O başka bir yazının konusu akıllım, GE, UniCredit, CDR anlatacağım daha size.
Yeni kitabım; Lider Hoşaftan ne Anlar ile tüm havaalanı kitapçılarındayım.
Talent Masterınız,
Coco

9 Haziran 2017 Cuma

Neden Sorunlu Bir Şirkete Gideriz?

Yazının fon müziği: Siyahlar içinde gelsin


göbek adım bisküvi


Bazen de bile isteye zorluklarla karşılaşacağımız, neresinden baksan paçoz, süreçlerin elinde patlayacağı şirketlerde güzelce bir pozisyonda işe başlarız. Öncesini biliyorsunuz, bu blogda 2.865.742 kez işe alımın nasıl yapıldığını anlattım. Bu arada üşenmeden blog yazılarını 2012'den günümüze okuyan Sevgili İzleklerime hörmetlerimi sunuyorum, sizler en asil duyguların insanısınız.

Bildiğiniz üzere kuzenlerimin hayatlarını kolaylaştırmak, düzene sokmak için çalışıyorum bu ara. Hal böyle olunca da neden çocuk yapmıyorsun diye soranlara, kuzenleri yetiştirmekten çocuk yapmaya zamanım mı var, "benim gülecek halim mi var?" diye cevap veriyorum.
Ufaklık iş görüşmesine geldi, zaten öncesinde kendisine şok bir iş görüşmesi yaptım, diğeri de iyi geçmiş, berbat bir sıcak sonrasında eve geldik. Üst kattayım telefon acı acı değil normal normal çaldı. Bir başka kuzenim arıyordu, hani benden borç alan sonrada o borcu ödemeyen(gerçi benim de bir ara unuttuğum, sonrasında deviasyon bahanesiyle yamuk burnunu düzelttiren ama hiç sallamayan, olm kuzenin estetik macerasını ben ödemişim ya lan). Uğursuz zaten ne zaman iyi bir haber verdi ki.
Çiftlikte kimseye ulaşamamışlar, ufaklığın yıllardır görüşmediği babası vefat etmiş. Görüşme sonrasında eve dönerken arabada konuşuyorduk, adam meğer o sırada ölüyormuş. Uyuyor, nasıl söyleyeceğimi düşünüyorum, bomb.k bir hal, bu çok fazla.
Kişisel eşyalarını almamız gerekiyormuş, anılar canlanıyor, bana Edmondo de Amicis'in Çocuk Kalbi kitabını hediye etmişti küçükken, yıllardır görmüyordum, teknoloji ile takıntılı olan bağı vardı, boşandıktan sonra ne çocuklar ne de ailenin geri kalanı ondan haber alamadı. Konuştuğumuz memur sabahtan beri bu iş için çok yorulduğunu söylüyordu, 2 telefon araması ile kendisine ulaşmış, ex bilgisini bir başka memurdan almıştım, evine gitmemiz gerekiyor, 1.8 km uzaklıkta ve adam bize arabanın benzini az diyordu. 3 araçla gittik, acil durum ekibi Şanel, Börg ve ben, hah! Pardon öncesinde kötü haberi ufaklığa vermek zorunda kaldım. Hiç kolay olmuyor bunu söyleyeyim. Bizimle gelin dedik memura, yok ben hemen geri döneceğim dedi, ya sabır. O sırada kalabalık yapmayalım diye emniyet müdürlüğü bahçesinde Şanel'in linkedin profilini güncelliyoruz.

1.8 Km Kuzeyde

Son izlerine baktık, birkaç anı eşyası aldı, ertesi gün  defin olacaktı, cumartesi günü evden çıkmadan önce işe alındığı bilgisi geldi, her şey supersonik hızda gerçekleşiyordu, cenazenin karanlık havasından bahsetmeyeceğim... Pazartesi sağlık raporu ve diğer belgeleri hazırladık ve salı günü işe başladı. Türkiye'deki ilk işi, aşırı zorlanmayacağı başlangıç seviyesi bir iş, amaç kendini daha rahat ifade etmesini sağlayacak, kurum kültürünü deneyimleyeceği 0'ın üzerinde bir iş bulması ve yazı boş geçirmemesi. Şu an sadece kafasını toplamasına ihtiyacı var, babaannemin öldüğü gün doğan bu ufaklık elimde büyümüş ve yazık ki kariyeri de benim ellerimde şekilleniyordu. Ama bu başka bir hikayenin konusu, daha bana Frank Lloyd Wright evi yapacaktı...

Soruya dönüyorum sizin kafa yine güllaç oldu, kalkanlar devrede mi, Bülent Ersoy tarzı konuşma mode on.

  • Acil bir durum söz konusudur ve sizin kahramanlığınıza benim süper kahramanlığıma ihtiyaç vardır. 
  • Bir işe imza atma isteği hasıl olmuştur, duhul eylemiştir. 
  • Başarı ile taçlandırılma, başarısızlıkla gömülme yani risk alma ihtiyacı belirivermiştir. 
  • Cv'de yer alan eksik alanların(kime göre neye göre deme, kariyerinin bir sonraki basamağında bunları bilmek seni yukarı çıkartacak, akıllı ol beni dinle) dolması, gelişim alanlarının yok olması için, kendini denemek için, dünya barışı için daha motive bir enerji seviyesindesindir(ok cümle uzadı başı sonu dağıldı kabul). 
  • Başarıya ulaşılacak bir planın olduğunu herkese gösterme isteği gelmiştir. Bi'alamet gelmiştir. 
Sana bir şeyi başarma fırsatını satıyorlar, kısa süreliğine lider olma şansından bahsediyorum. 
İşte! Sahne senin, çok büyük dertlerin yoksa, tırnağın kırılmadıysa falan denemek sana bağlı. 
Kurtar o şirketi, anlamlı bir şeyin parçası ol, liderlik dünyasına giriş yap, ne bileyim işte ortaya karışık yap. 

Cenaze levazımatçınız, Kariyer Mimarınız,
Coco the Fountainhead