İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

28 Aralık 2017 Perşembe

Ikigai




Hector Garcia & Frances Miralles - Ölmüşlerinizin canına değsin!



Açılın!!! Kitap önereceğim!!!

Direktör yılın son toplantısını yapıyor, ekibin  yarısı izinli, kalan faniler mecburen monologunu dinlemek zorunda.
Ben demediği zamanlarda ya köpeğini, ya çocuğunu ya da evini övüyor. İlgi çekici kısım  dandik bir diziyi övmesi ile başlayıp dandik sektör analizi, bireysel başarının öne çıkarılmasına karşı oluşu, kendisinden başka birinin odak olmasına dayanamaması, sapiens güzellemesi ile devam ediyor. Buna benzeyen bir yönetici daha hatırlıyoruz, İstanbul'u anlatan Ankaralılar bir zahmet s.kt.rs.n gitsin, bıktık.
Baskılara dayanamayıp son idefix indiriminde Safiye Ayla'nın hayatını anlatan kitabı ve sapiensi alıyorum haliyle. Yetheeerrr, okuyacağım artık alıntı yapıp durma demek istiyorum lakin bana yakışmaz. Amca her şeyi çözmüş, mevcut antropolojik tespitlere, din, ortaçağ, Amerika'nın keşfini ekliyor. Bayılazaaaammm, medeniyetin yiyeceklerin ehlileştirilmesi ile şekillendiğini eklemek istiyorum ama gerek yok, az önce Genel Müdür gömdüm, tiksiniyor benden.
Sonra tekrar kendini övmeye başlıyor, sonra LA övmeye, Miami'ye bok atmaya başlıyor. Tanrılar aşkına dolabında zemzem olan şirketin toplantı salonunda şampanya patlatan tipleriydik. Eğer bir övmemetre olsaydı şu anda limitine ulaşmış olacaktı. En son ekibe mevcut yılın ne götürdüğünü, önümüzdeki yıldan ne beklediklerini sordu, son olarak kendisine geldiğinde işini çok iyi yaptığını(teklif çıkılan adaya teklifi geri çektiklerini söylemelerini istemişti ekipten/adam işinden ayrılmış, expat olarak gideceğinden evini satmış, kız arkadaşından ayrılmış, bir sonraki hafta işbaşı yapmayı planlıyordu ama bu başka bir hikayenin konusu ve sonrasında aman bana ne yeni iş bulsun demişti), her şeyin iş olmadığını, hayatında arkadaşlarının olduğunu, işin kendisini tanımlamadığını, iyi yemekten zevk aldığını, işi ciddiye almamak gerektiğini, daha önce çalıştığı patron şirketlerinde de çok iyi İK yaptığını falan anlattı.
150 civarlarında gezinen iq'um 7,1'e inmişti, soda-kahve seansına geçmiştik ve dudağımın kenarından salyam akıyor, kulaklarım kanıyordu. Mortgage kredisini ödemek için seve seve dünyanın en boktan şirketlerinden birinde çalışıyor ve bunu para için yapmadığını söylüyordu zat. Yaw he he diyordum içimden, yaşam amacın belli, kendini gerçekleştirmek için, yerin belli olsun diye geliyordun işe, evet YK Başkanı'nı o yüzden çok iyi yalıyordun, evet evet çalışmaya ihtiyacı yoktu. Sonradan görmelerin en temel davranış kodlarını gördüyseniz ikigai'ye geçiyorum. Zira anım bu kadardı bitti.

Geçtiğimiz yılın davetlisi olarak gittiği PMB'de Evrim Kuran'ın anlatmasıyla tanışmıştım bu kavram ile, sabah seni yataktan kaldıran şey gibi, çilek kokusu, baharda kuşların ötmesi, kiraz çiçekleri arasında hapşırarak koşmak gibi şahane bir şeydi. Sonrasında kavramı artık tanıyor olduğumdan mıdır nedir bilmiyorum, linkedin'de 7500 paylaşımı daha gördüm. Mistik Doğu'nun harika öğretilerinden biri aslında. Kitap yaşlanırken genç kalanların hikayesini anlatıyor. Su gibi, okurken sıkılmıyorsunuz, evet siz diyorum çünkü tamamen kibarlık. Doğum günü dışında, yaşamdaki her günü kutlayanların hikayesi. Yani bir nevi benim yaşadığım deliye her gün bayram'ın japoncası.

HAYAT AMACI EDİNME

Koçluk falan yapan bilir şekerim, danışan denen fani koça gider, birlikte yaşam amacını bulmaya ve yolculuğa tanıklık etmeye çalışırlar.
Her gün bıkmadan usanmadan suşi yapan bir ustayı anlatıyor, bu noktada bıkmıyorsun İK'dan diyenlere; İK benim suşim demek istiyorum, Weirdos ben suşiye bayılırım you know. Ölene kadar İK, emekli olmak yok.

Bu kitap aslında tam da okuyup, içselleştirip, içindeki fikirler zaten 5700 yıldır sizinle varmış gibi davranmak için ideal bir kitap. Öneriyorum, evet. Sizi küçük fikir hırsızları.

Güzelliği mükemmellikte değil, kusurlu ve eksik şeylerde arayan kahramanınız,
Coco

P.S.: Evet, hala çürük, yamuk elma falan yemiyorum, yok artık.
Yazının fon müziği: Lou Reed'den geliyor İzlekler, Perfect Day rulez.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder