İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

25 Ocak 2017 Çarşamba

Androjen Tarzda Liderlik


Nasıl?
Kulağa rüya gibi geliyor değil mi? Saçmalayın sevgili dostlar, rüya gözle görülür bu olsa olsa kulağa şiir gibi gelmeli.
Şimdi sizlere bir kadın olarak sapların arasında İK yapmak zorunda kaldığım bir dönemi anlatacağım. O yüzden bu yazının başlığı;
sapİK
Üretim tarafı ile yıldızımız pek barışık değil, yapabiliyorum ama ne gerek var, ben plaza çocuğuyum onlar ise değil. İşi kabul etmemin nedeni plazadan dışarı hiç çıkmıyor oluşumdu, koçluk yapan arkadaşlarımdan biri eğlenerek ik yapmanın oldukça keyifli olduğunu ama değişik tatları da denemenin hiçbir şey kaybettirmeyeceğini söyledi, tamam, kendi en iyi versiyonuma ulaşmaya çalışıyordum, bunu da deneyebilirdim... Bir iddiaya girdik, ben o işi tamamlayacaktım, ona göre orada kalmak isteyecektim çünkü sürekli bir pozisyon açılacaktı. Bense o işi tamamlayacağım ve orada kalmamı isteyecekler, elbette kalmayacağım dedim.

Tanrım! Daha önce bu kadar testesteron dolu bir yerde İK yaptığımda, hatırlayın, sabah 5'te uçakla Mordor'a gidiyor, sokaklarında eşek dolaşan bir tesisin içerisinde mutlu ik yapmaklar konsepti ile salınıyordum hem de topuklu ayakkabılarla. Hatta kadınlar tuvaleti bozulmuştu da erkeklerinkini kullanmak zorunda kalmıştım, pisuvardaki adama selam vermek zorunda kalıp "N'aber Hacı?" demiştim ve sonra uzay boşluğuna doğru salınmıştım.
Kroluklarım bununla bitmiyordu. Yıllar sonra aptallıkları ile beni çıldırtan pazarlama ekibindekilere "halamın da bıyıkları olsa amcam olurdu" falan diyecektim. Hızımı alamayıp panoya o dediğin asma kabağı o da burada olmaz yazıp, 3 dakika sonra silecektim çünkü İK where the magic begins be annem, oldurmazı oldurmak benim işim. Sonra bir gün brunch'ta gözleme ve menemeni getiren garson nasıl koyalım diye sorduğunda "yapıştır, yuvarla gelsin" diyecektim ki iyice kamyoncuya bağlamıştım zor günlerdi benim için.
Maskülen şakaları, bel altı göndermeleri, kıvrımlara dalıp giden erkekler, erkeklerimiz... O şakaların Allahını yapabilen insanlardık(kızlar), yapmayı tercih etmiyorduk o başka. Yoksa ballandıra ballandıra ihracat katındaki stajyeri anlatan jr. danışmana "Kiraz sapına diliyle düğüm mü atıyormuş?" diye sorunca googlelamasına neden olmuşluğum da oldu. Okudu, kulaklarına kadar kızardı, komik. Yapamıyorum değil, istemiyorum. Olm 15 kişilik kadın ik ekibi yönetmemişler gelip burada şekil şükül yapmasın, sanki bana kız lisesi mezunusunuz.

Benim sıkıldığım konu POZİTİF AYRIMCILIK yapmak durumunda kalmak, kadınlar için savaşmak, yok biz eşitiz, eşit olmalıyız gibi cümleler kurmak. Utanıyorum. Bir kadın olarak yönetim kurulu katında kafa sayısının artmasının zorluğundan bahsederken konferanslarda, kadınsal dokunuşların gerekliliğinden, vay efendim detaycı oluşumuzdan, duygusal zekayı daha fazla kullanmamızdan, büyük resmi daha iyi görüp daha kıvrak hareket edebilmemizden falan vurgu yapılması. Ne acı.

Kadınlar lider olarak başarısız olduklarında, bunu genelde yetenek ya da deneyim kaynaklı olarak değil de liderlik tarzından kaynaklanan bir başarısızlık olarak görmeleri sorun. 
Kucaklayıcı tarzda liderlik okeay, biraz zorludur ama sonuçta zor kararları da kadınlar verebilir ve liderlik edebilir. Kadınlar erkeklere göre biraz daha dönüşümsel liderlik, akış hocalığı ya da bir koç gibi ilham vermeyi tercih ediyorlarmış. Unutmadan bir de içgüdüsel hareketler var.
Erkekler biraz daha etkileşimsel lider olma eğilimi gösteriyormuş, nereden mi biliyorum, kitapta okudum, bilimsel şeyler yani. Araştırma Amerika'da yapılıyor, bir problem verildiğinde kızlar gruplar kurarak çözüme gitmeye çalışırken, erkekler bir lider seçip emir almayı tercih ediyormuş. Bunun Türkiye versiyonunu paylaşmak isterdim lakin biliyorsunuz biz de kız/erkek ayrı sınıflarda eğitim alsın önerileri tartışılıyor bu ara aşırı medeniyet.



when in Rome, do as the Romans do

omo onloro hormonloro yonotoyor- Ama onları hormonları yönetiyor

Samimi bir şekilde soruyorum; "Kuzum siz geri zekalı mısınız acaba?".
Haydi birlikte kabul edelim, liderlik denince erkeksi tavırlar sergilemeniz beklenir gibi bir algı var. Aslında uyumsal lider de olabilirsiniz, tüm tarafları dinlersiniz böyle minnoş minnoş.
Kadınlara mı gidiyorsun? Kırbacını unutma!
Tuvaletteyim, henüz unisex tuvalet kullanılan şirkette çalışmıyorum o zamanlar, kadınlardan biri aynaya bakıp ağzı yamulmuş bir şekilde bıyıklarını alıyor, camooooon. Tuvalette bıyıklarını alan kadın toplantıda sana neler yapmaz. Koç olan sevgili pampam geliyor aklıma, üretim iyiymiş de, aman ne güzelmiş de. Tek derdim her gün farklı bir kıyafetle ofise gitmek. Gerçekten o dönem içerisinde bir giydiğimi bir daha giymedim 1 mevsimi orada harcadım, güzel bir gardrobum varmış kendimi tebrik edip, yanaklarımı sıktım. Peki sen de kadın yönetici misin?

  • Çekici ol ama gösterişli olma,
  • Kadınsı ol ama seksi olma,
  • Güçlü ol ama katı olma,
  • Stilin olsun ama trendy olma,
  • Bak ama dokunma, dokun ama tatma, tat ama yutma asşdkjfaşslkjdfşaslkdjfşa


Birlikte çalıştığınız insanlara değer verdiğinizi, bireysel katılımı desteklediğinizi, potansiyeli ödüllendirip adil olduğunuzu, erişilebilir olduğunuzu falan düşünün. Kitleleri peşinizden sürüklüyorsunuz, bunu topuklu ayakkabılı ya da ayakkabısız yaptığınız kimin umurunda? Elbette şekilci pisliklerin.

Önce anlaşalım, lider dediğimiz sen, ben, o değil. Lider dediğimiz özel insan yavrusu / farkındaysan cinsiyet belirtmiyorum köylü gibi / so görsel kimlikleri genelde güçlüdür or güçlü olduğu yönlerde çok güçlüdürler.

Fake it until you make it stratejisi bir yere kadar size götürür, özgüven sorununuz varsa falan o özgüven yerine oturana kadar idare edersiniz, arada alınan eğitimlerle cilalanırsınız, mis gibi.
Kibarlık evet ama fakat lakin söyleyeceklerinizi ne kadar dolaylı anlatırsanız insanlarda o kadar belirsiz alan kalır, bu durum da size dolaylı maliyet olarak geri döner, zaman maliyet, aynı soru tekrar sorulur, o arada hata tekrarlanır, süreci başa döndürürsün falan.



Yılın sonuna yaklaşıyorduk ve klasik bir kadın çalışan hedefini tutturamama durumu söz konusu idi, yani, yanisi şu sevgili izlek şirket yılın başında çalışan sayısına bakmış, oranlarda balta oranının yüksek olduğu görülmüş, yıl boyunca bu durum hiç göz önünde bulundurulmamış, exco toplantılarının birinde ya siz hayırdır diye İK direktörüne kaymışlar. Yetiş Ya Coco diye bana geldi. Hatırı sayılır aday görüşmesi yapmıştım, son çeyrekte kadın işe alınan sayılarını arttırmak için sürekli beni taciz ediyordu. Bana göre hava hoş, ekipte benden başka 2 kadın var, acım zaten büyük.
İlanlarda kadın / bayan çalışan ayrımı yapamazsınız verirken, yaş, din, dil, ırk, sigara içme, yaşadığı yer falan ilan metninde yer almaz. So bana şimdi yapıyorlar - böyle ilanlar var ama diye gelmeyin,  barzo İK'cılara denk gelmeniz benim suçum değil. Pozisyona göre filtreleme yapıp ayrıma gidilir, işte İK'nın dark side'ı ile tanıştırdım sizi. Bir süre sadece kadın adaylar ile görüşme yaptık, ne harika mühendisler, finansçılar, nerdler aldık bir bilseniz.
CEO erkekti, direktörlerin hepsi erkekti, benim testosteron seviyem yüksekti e ben de biraz erkek sayılırdım ama fark yaratmak konusunda kararlıydım. Toplantılara girdiğimde kadınların toplantıya dantelli dokunuşları, dirlik ve düzen getirmesi yerine cinsiyetten bağımsız düşünmeleri için 156 IQ skorumu ortaya çıkarıp ortalama zekayı yükseltiyordum. Bir asperger sendromu varcasına ifadesiz, bazen empati kurmada  bir duyar abidesi, kimi zaman kadın çalışanlar için yapılan aktivitelerde alfa idim. 2 tane çok uygun adayı pozitif ayrımcılık nedeniyle kaybettim mesela, her seçiş bir vazgeçiş.


Madeleine Albright'ın da dediği gibi:
Bence başka kadınlara yardım etmeyen kadınlar için cehennemde özel bir yer var. (Amen Sister)
Sona gelirken, Androjen Lider olmak mümkün mü, elbette mümkün ama öncelikle bunun için androjen bir birey olmanız gerek, sonuçta onlardan çok yok. Androjen tarz benimsenebilir mi, elbette lakin bizim bu noktada kadınlığı, kadın liderliği, kadın iş gücünün yükselişini desteklememiz gerekiyor çocuklar. Nice IQ'lar harcanıyor ve ben her gece bunun için gözyaşı döküyorum, bilmiyorsunuz.
O işe ne mi oldu? Öptüm öldü, belediye gömdü(tamam bu son, bir daha minibüsçü gibi konuşmayacağım). Kalıp fasilitasyon, liderlik, değerlendirme merkezi, yetenek yönetimi, ik falan yapmamı istediler ama onlara sürecin başında bunun olamayacağını söylediğimi hatırlattım. No string atteched, bağlanma sorunum var benim, ayrıca üretim alerji yapıyor gördük, biraz daha orada kalsam bıyıklarım çıkacaktı ve tuvalette bıyıklarımı almaya başlayacaktım. İddiayı ben kazandım, arkadaşım bana yeni bir araba almak zorunda kaldı, kasa her zaman kazanır bebek.

Varsa çok değerli fikirlerinizi aşağıdaki kutucukta paylaşabilirsiniz. Yeni kitabımın ismi Liderler de Ağlar tüm Çengelköy Börekçilerinde.

Alemlere Lider olarak inmiş minnoşunuz,

Coco

Yazının fon müziği: Lean on me



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder